Venets ve Wends, birçok kişinin eski Slav olduğunu düşündüğü kabilelerdir. ve Baltık'tan Adriyatik denizlerine, Atlantik kıyılarına ve ayrıca Küçük Asya'ya kadar geniş bölgeleri işgal edenler veya bu topraklardan geçenler. En eski tanımlamaları Batı Küçük Asya'daki Lidya'ya atıfta bulunur. ve yaklaşık MÖ 1260 yılında düşen tarihi Truva'ya (Ege Denizi kıyısı açıklarında) ve Baltık'tan Küçük Asya'ya ve oradan kuzey Adriyatik'e veya Adriyatik'ten Akdeniz'e kadar "etnogenezleri" neydi? kuzeye, Baltık ülkelerine ve aynı zamanda diğer yöne - Küçük Asya'ya veya diğer seçeneklere. Başka bir deyişle, son üç buçuk bin yılda şartlı “atalarının evinin” olduğu yer - Baltık'ta, Adriyatik'te, Küçük Asya'da veya genel olarak Rus Ovası'nda, bu en az üç yöne dağıldıkları yer , bilinmeyen. Görünüşe göre soru hiçbir zaman bu şekilde sorulmadı.
Nasıl kuruldu? MS 3. yüzyılda yaşayan Romalı tarihçi Marcus Iuniano Iustino (M. Iuniano Iustino), Pompey Trogus'un (M.Ö. 1. yüzyıl) “Dünya Tarihi” baskısında XX. Bölümde şöyle yazmıştır: " Namque Tuscorum populi, qui oram Inferi maris possident, bir Lydia venerunt, et Venetos"(Aşağı Denizlerin kıyılarına sahip olan Toskanalılar, Veneti gibi Lidya'dan gelmişlerdi.) Ve sonra Dünya Tarihi, onların Lidya'da yakalanıp Antenor'un komutası altında Akdeniz kıyısındaki İlirya'ya gönderildiklerini anlatır. Adriyatik Denizi. Dolayısıyla MÖ 2. binyılın üçüncü çeyreğinden bahsediyoruz. Aslında Lidya'nın MÖ 12. yüzyılda kurulduğuna inanılıyor.
Bu açıklama Titus Livy tarafından da tekrarlanmıştır: MS 1. yüzyılın Romalı tarihçisi, Titi Livi ab vrbe condita adlı eserinde, bölüm 1: " Iam primum omnium satis consstat Troia capta in ceteros saevitum esse Troianos, duobus, Aeneae Antenorique, et vetusti iure hospitii ve quia pacis reddendaeque Helenae semper auctores fuerant, omne ius belli Achivos abstinuisse; Antenorem ve çok sayıda Enetum arasında çeşitlilik var, Paphlagonia pulsi et sedes ve ducem rege Pylaemene ad Troiam amisso quaerebant, intimum maris Hadriatici sinüsünde venisse, Euganeisque qui inter mare Alpesque incolebant pulsis Enetos Troianosque eas tenuisse terras. Et in quem ilk çıkış yeri, Troia vocatur pagoque inde Troiano nomen est: evrensel gens Veneti appellati."
Truva'yı savunanların ölümü ve Helen'in dönüşünden sonra burada anlatılmaktadır., Antenor, çok sayıda enet ile Adriyatik Denizi'nin en uzak kısmına, deniz ile Alpler arasında ulaştı. Ve tüm bu Truvalılara Veneti adı verildi.
Ancak, Wikipedia'ya göre Efesli Zenodotus, her iki Romalı tarihçiden önce Veneti hakkında yazmıştı.(MÖ 325-260), İskenderiye Kütüphanesi'nin ilk müdürü. Alıntı (ancak orijinalini bulamadım) şöyle diyor: “...Bu Venedikliler…Truva Savaşı sırasında liderlerini kaybettiler, Avrupa'ya (Trakya) geçtiler, sonra uzun yolculuklardan sonra buraya vardılar. Adriyatik Venedik.” Bu Justin ve Titus Livy'nin tanımlarıyla tutarlıdır.
Homer, İlyada'sında tarihçilerin Veneti'ye benzettiği Aeneti hakkında şunları yazmıştır:
"Lider Pilemen, Paphlagonyalıları tüylü bir sandıkla yönetti,
Yabani katırların doğduğu yaşayan Enets diyarında.
Susam'ın çevresindeki topraklar olan Kitor'da yaşadılar.
Parthenia nehrinin yakınında aydınlık evlerde yaşıyorlardı.
Ve Aegial'de, Kromna'da ve aynı şekilde yüksek Erifina'da.
(Canto II, 851-855. Çeviri: N.M. Minsky)"Herodot, MÖ 5. yüzyılda aenetas hakkında yazmıştır. (I.196 ve V.9):
"Siginni topraklarının sınırları neredeyse Adriyatik Denizi'ndeki Aenetae [bölgesine] kadar uzanıyor...
Bana göre İliryalı Enetler arasında da var olan en ihtiyatlı gelenek budur. Genellikle her köyde yılda bir kez şunu yapıyorlardı: Evlenme çağına gelen tüm kızları çağırıp bir yerde topluyorlardı. Genç adamlardan oluşan bir kalabalık etraflarını sardı ve haberci her kızı teker teker ayağa kaldırmaya zorladı ve gelin satışı başladı..."
Gördüğümüz gibi, Antik tarihçiler Veneti-Eneti'yi İlirya ile ilişkilendirir. Aşağıda göreceğimiz gibi, diğer tarihçiler Slavların "atalarının evini" buraya yerleştiriyorlar. Daha sonra Venedikliler “barbarlara” karşı mücadelede Romalıların müttefiki oldular. Roma ordusunun bir parçası olarak Hannibal'e (MÖ 218-201) karşı savaştı, Roma'nın Cisalpine Galya eyaletinin bir parçası oldu ve MÖ 1. yüzyılda. Roma vatandaşı oldular. Bölgelerinin adı Venedik'ti. Veneto bölgesi, Venedik şehri. Doğru, bu pürüzsüz anlatım, Julius Caesar'ın "Galya Savaşı Üzerine Notlar" adlı kitabında (Kitap II) şunu söyleyen Veneti'den söz edilmesiyle sekteye uğruyor: " Aynı zamanda Veneti, Venelli, Osismi, Curiosolites, Esubii, Aulerci ve Redoni'ye (bunların hepsi Okyanus boyunca yaşayan kıyı topluluklarıydı) karşı bir lejyonla gönderilen P. Crassus, Sezar'a hepsinin artık egemenliğe tabi olduğunu bildirdi. Roma halkı" Ancak bu, Adriyatik Veneti'nin uzun süredir Romalıların müttefiki olduğu ve yüz yıldan fazla bir süredir Roma eyaletinin bir parçası olduğu MÖ 1. yüzyılın ortalarıdır. Bu nedenle, bunlar Roma'ya düşman olan diğer Venediklilerdi (ya da tam tersi, Roma onlara düşmandı).
Ayrıca, Kitap III'te Julius Caesar Veneti hakkında şöyle yazıyor: « Bu kabile, tüm deniz kıyısı boyunca en büyük etkiye sahiptir, çünkü Venedikliler Britanya'ya giden en fazla gemiye sahiptir ve aynı zamanda denizcilik işlerinde bilgi ve deneyim açısından diğer Galyalıları geride bırakmaktadır. Güçlü ve engelsiz bir deniz sörfü ve ayrıca Venedik'in elinde olan az sayıdaki limanla, bu denizde yelken açan herkesi kendilerine bağlı kıldılar.».
Bu Veneti'ler büyük ihtimalle şu anda Fransa olan Brittany'de bulunan eski bir Kelt kabilesiydi. Ve sonra Sezar şöyle yazıyor: “ ... Savaş, Veneti'yle ve tüm sahille olan savaşa son verdi, çünkü silah taşıyabilen herkes oraya geldi, hatta en azından biraz zeka ve etkiye sahip yaşlı insanlar bile; aynı noktada ellerinde bulunan tüm gemiler her yerden toplandı. Bütün bunlar yok oldu ve hayatta kalanların saklanacak yerleri yoktu ve şehirleri nasıl savunacaklarını bilmiyorlardı. Bu nedenle tüm mallarıyla birlikte Sezar'a teslim oldular. Gelecekte barbarların büyükelçilerin haklarına daha fazla saygı duyması için onları ağır bir şekilde cezalandırmaya karar verdi ve senatonun tamamının idam edilmesini ve geri kalan herkesin açık artırmada satılmasını emretti.».
Ancak Venedikliler en azından kendi paylarına göre hayatta kaldılar, çünkü devamında (VII. kitapta) Sezar şöyle yazıyor: “ ...Alesia yakınında, Galyalılar bir prensler kongresi atadılar ve bu kongrede her topluluktan belirli bir savaşçı birliği talep etme kararı aldılar... Okyanus kıyısında yaşayan tüm toplulukları tedarik etmek zorundaydılar... Aremorluların genel adı - otuz bin; bunların arasında koriyosolitler, redonlar, ambibarialar, caletler, osismler, venetler, lexovii ve venellalar vardı...».
Venedikliler aynı zamanda günümüz Macaristan topraklarında bulunan bir İlirya halkı olarak kabul ediliyordu. Dilleri (Adriyatik'te) Romantizm grubunun Venedik dili olarak sınıflandırılır, ancak dilbilimciler Venedik dilinin dilsel bağlantılarının birçok çeşidini - Baltık'tan İtalik'e, İlirya'ya, Cermen diline ve ayrıca örneğin Trakya'ya kadar - değerlendirmişlerdir. Frigo-Illyro-Arnavut. Venedik dilini ana Venedik şehirlerine (Este ve Padua ana Venedik şehirleri) dayalı olarak yeniden yapılandırmak için bilinen seçenekler vardır.
Venedik alfabesinin çeşitleri, sağda - “Venedik Alfabesi” kitabına göre,
Andres Paabo, Venedik Dili, 2014
Bazı dilbilimciler Adriyatik Venetilerinin Slav kökenli olduğuna inanıyorlar. Doğu Avrupa'daki Wends'in Balto-Slav kabilesi gibi ve Keltlerle örtüşen tek bir topluluk oluşturdukları.
Bu bilgileri verdikten sonra Wends’e geçelim. Herodot, Pomponius Mela, Yaşlı Pliny, Tacitus, Ptolemy, Ürdün, Procopius onlar hakkında yazdı. Bunlara genellikle "Doğu Wends" denir ve Baltık'tan (Vistula, Daugava, Yukarı Dinyeper'in araları) Kuzey Karpatlar'dan geçen Tuna'nın alt kısımlarına kadar olan bölgelerde bulunurlar. Kural olarak Slav kökenleri tartışılmaz. Dahası, Wend'ler ile MS 1. binyılın ikinci yarısındaki Antes ve Sklaven'ler de dahil olmak üzere antik Slavlar arasında soybilimsel bir bağlantıyı kabul ediyorlar. Bazı nedenlerden dolayı Wikipedia, Wend'lerin neslinin tükendiğini düşünüyor ve bu üzücü olayı MS 6. yüzyıla tarihlendiriyor.
Bunu hatırlıyoruz Veneti'nin açıklamaları MÖ 2. binyılın son çeyreğine, yani 3 bin yıldan fazla bir süre öncesine kadar uzanıyor. Bu bakımdan doğu (ya da kuzey) Wendler, antik tarihçilerin tanımlarına göre daha gençtirler ve ilk kez M.Ö. 5. yüzyılda Herodot tarafından tanımlandıkları anlaşılmaktadır. Yunancadan İngilizceye çevrildiğinde bu satırlar şöyle görünüyor: " Avrupa'nın batıya doğru olan aşırı bölgeleri hakkında kesin olarak konuşamam; çünkü barbarların Eridanus adını verdikleri, kuzey denizine boşalan ve (hikâyeye göre) kehribarın elde edildiği bir nehrin varlığına izin vermiyorum. . .Yine de kalay ve kehribar kesinlikle dünyanın dört bir yanından bize geliyor (Herodot, 3.115).)". Burada Herodot, kehribarın Eridanus Nehri'nden getirildiğini bildiriyor. barbarlar tarafından adlandırılan ve yeri Herodot tarafından bilinmeyen ve efsaneye göre kuzey denizine akan kehribar, ayrıca bazı tarihçilere göre Enetes'ten (Veneti) getiriliyor. dünyanın sonu. Bu pasajda doğrudan Enetler hakkında hiçbir şey yoktur.
Gotik tarihçi Jordanes eserinde"Getae'lerin kökeni ve eylemleri üzerine" (MS 551) Veneti'den iki parça halinde bahsetmiştir, ancak modern fikirlere göre Wend'lerden bahsetmiş veya birini diğerinden ayırmamıştır:
(1) İskit'te batıdan yaşayan ilk kabile, büyük ve görkemli nehirlerle çevrili Gepidlerdir; kuzeyde ve kuzeybatıda [bölgesi boyunca] Tisia akar; güneyden [bu bölge] büyük Danubius tarafından, doğudan ise Flutavsium tarafından kesilmiştir; hızlı ve girdaplarla dolu, öfkeyle Istra'nın sularına yuvarlanıyor. Bu nehirlerin arasında kayalık Alpler tarafından korunan bir taç gibi Dacia yatıyor. Sol yamaçlarında, Vistula Nehri'nin doğduğu yerden başlayarak kuzeye doğru inen kalabalık bir Veneti kabilesi geniş alanlara yerleşmişti. İsimleri artık farklı klanlara ve yörelere göre değişse de hâlâ ağırlıklı olarak Sclaveni ve Antes olarak adlandırılıyorlar.
Sklavenler, Novietuna şehrinden ve Mursian adı verilen gölden Danastra'ya ve kuzeyde Viskla'ya kadar yaşıyor; şehirler yerine bataklıklar ve ormanlar var. Her iki kabilenin en güçlüsü olan Antlar, Danaster'den Pontus Denizi'nin bir kıvrım oluşturduğu Danapra'ya kadar uzanır; bu nehirler birbirinden birçok geçiş mesafesinde uzaktır.
(2) Heruli'nin yenilgisinden sonra Hermanaric (MS 4. yüzyılın ortalarında yaşadı - AAK), silahlarının zayıflığı nedeniyle küçümsenmeye değer olmasına rağmen yine de Veneti'ye karşı bir ordu hareket ettirdi. Sayıları nedeniyle güçlüydük ve ilk başta direnmeye çalıştık. Ancak savaşa uygun olmayan çok sayıda kişinin hiçbir değeri yoktur, özellikle de Tanrı'nın izin verdiği ve çok sayıda silahlı adamın yaklaştığı durumlarda. Bunlar [Veneti], sunumumuzun başında kabileleri listelerken de söylediğimiz gibi, aynı kökten gelir ve artık üç isimle bilinmektedir: Veneti, Antes, Sclaveni. Her ne kadar şimdi bizim günahlarımız yüzünden her yere yayılmış olsalar da, daha sonra hepsi Germanaric'in gücüne teslim oldu."
Romalı tarihçi Publius Cornelius Tacitus (MS 1.-2. Yüzyıllar) “Almanların Kökeni ve Almanya'nın Konumu Üzerine” adlı kitabında Wends'i Baltık Denizi ile Karpatlar arasına yerleştirmiştir. O yazdı:
“İşte Suebia'nın sonu. Peucines, Wends ve Fennian'ların Alman mı yoksa Sarmatyalı mı olarak sınıflandırılması gerektiğini gerçekten bilmiyorum, ancak bazılarının Bastarnae olarak adlandırdığı Peucines'ler konuşmalarında, yaşam tarzlarında Almanları tekrarlıyorlar. yerleşik yaşam ve meskenler. Herkeste dağınıklık, soylularda tembellik ve atalet Karma evlilikler nedeniyle görünümleri giderek daha çirkinleşir ve kendilerine evler inşa ettikleri, kalkan taşıdıkları ve yollarına devam ettikleri için Sarmatyalıların özelliklerini kazanırlar. yaya ve üstelik büyük bir hızla; bütün bunlar onları, tüm hayatlarını at arabasında ve at sırtında geçiren Sarmatyalılardan ayırıyor."
Birkaç on yıl önce, MS 1. yüzyılda, Yaşlı Pliny (Romalı tarihçi) ve Pomponius Mela (Romalı coğrafyacı), Wends'i Vistula'nın doğusuna, Baltık Denizi'nin güneydoğu kıyısına yerleştirdiler. 2. yüzyılda İskenderiyeli Yunan Claudius Ptolemy, Baltık Denizi'ne Venedia Körfezi ve Karpatlar'a Venedik Dağları adını verdi. “Coğrafya”sında (üçüncü kitap, bölüm V) Wends'e çok yer ayırdı:
“Avrupa Sarmatyası kuzeyde Venedia Körfezi boyunca Sarmatya Okyanusu ile sınırlıdır ve bilinmeyen bir ülkenin parçası... Sarmatya, aralarında şu şekilde adlandırılan diğer dağlarla (Sarmatya hariç) geçmektedir: ... Karpatlar Dağı, olduğu gibi 46°-48°30 mu söyleniyor? Venedik dağları 47°30 mu – 55° Ripaean dağları, ortası 63° - 57°30 mu? Sarmatia'da çok sayıda kabile yaşıyor: Venedia Körfezi boyunca Daçya'nın yukarısında - Pevkini ve Bastarnae; Meotida'nın tüm kıyısı boyunca - Iazigi ve Roxolani, bunların daha ötesinde ülkenin içlerinde - Amaxoviyalılar ve Sarmatya'da yaşayan daha az önemli kabileler şunlardır: Vistula Nehri yakınında. Vened'lerin altında - Giphons (Gitons), sonra Finliler; onların altında Ombronlar, sonra Anarthopractes, sonra Bourgionlar, sonra Arsiitler, Saboklar, Piengitler ve Karpat Dağları yakınında Bieses vardır. Yukarıda adı geçen kabilelerin doğusunda yaşar: Wendlerin altında Galindler (Galidanlar), Sudinler ve Stavanlar, Alanlara doğru, onların altında Costobokslar ve Pevkinskie dağlarına kadar Transmontanalar (zagori); Daha sonra Venedian Körfezi yakınındaki okyanus kıyısı Veltler tarafından işgal edilir, üstlerinde - Sonbaharlar, daha sonra en kuzeyde - Karbonifer, doğuda - Karestler ve Sallar (bunların altında Gelonlar, Hippopodlar ve Melanchlenler vardır); onların altında Agathirler (Agathyrs), ardından Aors ve Pagyriteler vardır; Bunların altında Savarlar (Saurlar, Saubrlar, Saurs) ve Riphean Dağlarına giden Boruskiler var...
Bu harita doğuda Kimmer Boğazı, Maeotia Gölü ve Asya Sarmatia'ya karşı Tanais Nehri ile sınırlıdır; güneyden - Pontus Denizi, aşağı Mysia'nın bir kısmı, Dacia ve Iazygian yerleşimcilerin bölgesi; batıdan - Sarmatya dağları olarak adlandırılan Almanya ve Vistula Nehri, kuzeyden - Sarmatya Okyanusu'nun Venedik Körfezi ve hala bilinmeyen bir ülke."
Venet-Venedi ile ilgili bilgileri listelemeye devam edebilirsiniz.(örneğin son çağın sonundan - çağımızın başından beri bize ulaşmayan orijinal Pevtinger tablolarında), ancak bunlar aslında tekrarlar olacaktır. Bazı yazarlar Adriyatik Venetlerini ve Baltık Wendlerini kehribar rengi yolla birbirine bağlar (şekle bakın), bazı yazarlar onları aslında Slav olarak tanımlar, onlar aynı zamanda Vandallar, Vinitler, Vinullar, Enets, Vindalar, İlirya Venetleri veya " bir Batı Hint-Avrupa grubu.” 1.-2. yüzyıllarda Wend'lerin yaşam alanları olduğundan Slav olarak kabul edilirler. reklam MS 1. binyılın ortalarında Slavların yaşam alanlarıyla örtüşüyor. ve Almanca'da Slavların eski çağlardan ve sonraki tarihsel dönemdeki ortak adının Veneti ve Wends ile uyumlu olan Wenden veya Winden olduğu. Wend'leri, Antes'leri ve Sklaven'leri eşitleyen Jordan aslında bundan bahsetti.
Örneğin Boris Akunin'in son kitabına bir göz atalım“Rusya Devletinin Tarihi” (M., AST, 2013), “Russoslavlar” bölümü. Şunu söyleyerek başlıyor “Slav kökenleri ve tarih öncesi göçle ilgili her şey çok belirsiz ve güvenilmez... Şu soruyu olumlu bir çözüm olmadan bırakıyoruz: “Slavlar Rusya'ya nerede ve ne zaman geldiler?” ve ardından Akunin şunu söylemeye devam ediyor: “Hıristiyan inancının 2. yüzyılı civarında Slavların atalarının, o zamana kadar ait oldukları halkların sayısına göre Daçya krallığını terk ettiklerini bir miktar güvenle söyleyebiliriz”. Burada sadece omuz silkebiliriz. Dacia, modern Macaristan, Bulgaristan, Sırbistan ve Ukrayna'yı biraz kapsayan kuzey Romanya ve Moldova'dır. Daçyalılar veya Getae (Yunanlıların dediği gibi), aynı zamanda Trakyalıların bir koludur, sonunda Romalılar tarafından ele geçirilir ve ardından Dacia bir Roma eyaleti haline gelir.
B. Akunin'in yazdıkları büyük ölçüde Rus tarihçiler tarafından paylaşılıyor. Başka bir deyişle Slavlar Romanya'yı ve çevre bölgeleri ancak MS 2. yüzyılda terk ettiler. Bundan önce durum tamamen belirsizdi. Aslında durum elbette böyle değildi ve bu makalenin ilerleyen kısımlarında modern Slavların ve etnik Rusların köklerinin tarihin ne kadar derinlerine indiği gösterilecek. Tarihçiler arasındaki kafa karışıklığı genellikle onlar için “Slavların” dilsel bir kategori, yani Slav grubunun dillerini konuşan halklar olmasından kaynaklanıyor. Daha doğrusu “dilbilimsel” vurgusu olan “etno-dilsel bir topluluktur”. Profesyonel tarihçiler arasında en güvenilir kaynak olarak hizmet veren Geçmiş Yılların Hikayesi'nde Slavlar, İlirya yakınlarında (burası Balkanlar'ın batı kısmı) kayıtlıdır. Ve ilerisi -
Tarihçi, Babil Kulesi'nin yıkılmasından, insanların ve dillerin dağılmasından söz etmeye devam ediyor:“Şimdi, Ham ve Afet dünyayı bölüştüler ve kura çektiler, başka kimsenin payına girmediler ve her biri kendi payında yaşadı. Ve tek bir dil vardı... Cennete giden bir sütun ve onun yakınında bir şehir, Babil ve bu sütun 40 litre için inşa edilmişti ve tamamlanamamıştı. Ve Rab Tanrı şehri ve sütunları görmek için aşağı indi ve Rab şöyle dedi: "İşte, tek ırk ve tek dil var." Ve Allah bu dilleri yok etti, onları 70 dile ve iki dile böldü ve bütün yeryüzüne dağıttı. Dilin karışıklığı yüzünden Tanrı sütunu üç büyük şekilde yok etti... Sütunun yıkılması ve dilin bölünmesinden sonra Sam'ın oğulları doğu ülkelerini, Ham'ın oğulları ise doğu ülkelerini aldı. öğlen ülkeleri.”
Sırada “Yafet'in oğulları”, Sloven dilinin oluşumu ve Norik-Slovenlerin başına gelenler var: “Ve Yafet'in oğulları batıya ve gece yarısı ülkelerine geldiler. Bu 70 ve iki dilden bir Sloven dili vardı, Afetov kabilesinden bunlara Slovenlerin özü olan Norci denirdi.”
Tarihçiler bu alıntıyı binlerce kez tekrarlayarak Slavları İlirya'dan, sonra Pannonia'dan, sonra Dacia'dan, sonra Alplerin doğu yamacında, Raetia ile Yukarı Pannonia arasında ikinci yarıda var olan küçük bir eyalet olan Noricum'dan getirdiler. MÖ 1. binyıla ait. Wend'ler ne olacak? B. Akunin onlar hakkında ne diyor? Ama hiçbir şey, sadece Jordan'ın yazdıklarını tekrarlıyor. Bu, diğer tarihçiler tarafından da tekrarlanıyor. B. Akunin şöyle yazıyor: “Modern Polonya, Macaristan, Almanya, Ukrayna ve Beyaz Rusya topraklarında üç grup kabile yaşıyordu: Wendler, Antesler ve Sklavenler. İkincisi şüphesiz Slav halkıdır. Tarihçilerin Wends ve Antes hakkında farklı görüşleri var ve bu tartışmanın inceliklerini burada ayrıntıya girmemize gerek olduğunu düşünmüyorum.”
Tüm, B. Akunin bir daha Wends'e dönmedi ve Venets'ten söz etmeye bile başlamadı. Ancak bu makalenin amacı Veneti ve Wend'ler hakkında kapsamlı bilgi vermek değil, DNA şeceresinin onlar hakkında değerlendirilmek üzere neler sunabileceğini göstermek olduğundan, antik Veneti-Vendi'nin bıraktığı varsayılan Y kromozomu DNA izlerine geçelim. ve onların torunları.
Veneti ve/veya Wends'e ait DNA fosili henüz mevcut değil. o halde çağdaşlarımızın sahip olduklarına bir bakalım. Burada ele alacağımız asıl soru, haplogruplarına göre Veneti-Venedi'lerin kim olduğu ve şu anda onların soyundan gelenlerin kim olduğudur.
Slavlar arasında en belirgin ve çeşitli olan– haplogrupların dallarıyla ilgili olarak – haplogrubu R1a. Bir çalışmada (Rozhanskii & Klyosov, Advances in Anthropology, 2012), Avrupa'da R1a haplogrubunun 38 dalı belirlendi. Nadir istisnalar dışında, yaklaşık 4900 yıl önce ortak bir atayla Rus Ovası'nda başlarlar (veya devam ederler), ancak ortak ataları MÖ 2. binyılın ikinci yarısından itibaren ve MÖ 1. binyıl boyunca yaşamış olan dallara ayrılırlar. Bunun istisnaları Eski Avrupa şubesi (kökleri 7-8 bin yıl önce Avrupa'da), kuzeybatı şubeleri (R1a-L664, 5 bin yıldan daha uzun bir süre önce yaşamış ortak ata), İskandinav şubeleri (R1a-Z284, ortak ata 5 bin yıldan fazla yaşamış) 5 bin yıldan fazla bir süre önce), güneye (Kafkasya üzerinden Mezopotamya'ya, Mitanni Aryanları gibi) güneydoğuya (ve daha ileriye) göç eden güneydoğu dalları (R1a-Z93, ortak ata 5 bin yıldan fazla yaşadı) Avestan Aryanları gibi İran platosuna ve doğuya (ve daha güneyde Hint-Aryanlar gibi Hindustan'a). Genel olarak, Baltık veya Karpatlar'a yönelen ve Wends ve/veya Veneti'ye aday olarak kabul edilebilecek R1a haplogrubunun yaklaşık 20 dalı kalıyor.
Güney Slavlar arasında ifade edilen Haplogroup I2a, nüfus darboğazını ancak son dönemin sonunda aşarak ortaya çıktı ve Baltık ülkelerinde yeterince temsil edilmiyor. Bu, Veneti-Vendi için son derece beklenmedik bir aday.
Şu anda Slavlar arasında az bulunan Haplogroup I1'in Wends-Veneti için de pek olası olmadığı belirtiliyor. Menşei ülkesi bilinen 1052 grup I1 haplotipinden (FTDNA projesi) sadece 28'i Polonya'da (%2,7), 25'i Rusya'da (%2,4), 5'i Ukrayna'da (%0,5), üçü Beyaz Rusya'da ve Litvanya'da aynı sayı (%0,3), Sırbistan ve Slovenya'da birer tane. Bu örnekten toplam 8 I1 haplotipi İtalya'da (%0,8), 19'u Fransa'da (%1,8) bulunmaktadır. Belçika'daki 1094 haplotipten oluşan yakın tarihli bir örnekten elde edilen veriler, oradaki 127 kişide haplogrup I1-M253'ün bulunduğunu gösterdi; bu oran %11,6'dır. Ancak bu, halihazırda haplogroup I1'in komşu İskandinav ülkelerinde en çok temsil edildiği Avrupa'nın kuzeybatı sektörüdür. Wend'lerin I1 haplogrubuna ait olabileceğine dair ek kanıtlar elde edilirse bu olasılık dikkatle değerlendirilmelidir. Şimdilik tekrarlıyoruz, bu pek mümkün değil. Ayrıca I1 (Avrupa çapında) ve I2a (Doğu Avrupa'da) haplogruplarının "her yere" eşit şekilde dağıldığını ve her birinin bir ortak ataya sahip olduğunu da eklemek gerekir. Yani ortak ata I1 veya I2a'nın ikamet ettiği bölgeye ilişkin bir tercih söz konusu değildir. Haplotipler her yerde aynıdır; ortak ata I1, tüm Avrupa'daki herkes için aynıdır ve I2a, Doğu Avrupa'daki herkes için aynıdır. Örneğin haplogrup I1'in haplotip ağacı böyle görünüyor.
Avrupa'daki haplogrup I1'in 800 67 işaretli haplotipinden oluşan ağaç (FTDNA Projesi verilerine göre oluşturulmuştur).
Projeye dahil edilen 1378 haplotipin tamamının ortak atası 4100±450 yıl önce yaşamıştır.
Açık ki Ağaç, belirgin dallar olmaksızın neredeyse simetriktir. Doğu Avrupa haplogrup I2a'nın haplotip ağacı, 2300±300 yıl önce yaşamış ortak bir atayla yaklaşık olarak aynı görünüyor.
Haplogrup R1a'nın dalları göz önüne alındığında, Veneds-Veneti'nin soyundan gelenleri ararken bu mantıklı geliyor aşağıdaki gereksinimlere dikkat edin: bu dalın taşıyıcılarının mümkün olduğunca yoğun bir konsantrasyonu(veya alt sınıf) Karpatlar-Baltık bölgesinde,İtalya'da ve belki de Brittany'de veya Fransa'nın deniz kıyısında aynı şubenin temsilcilerinin varlığı.
Bu tür arama kriterleriyle ilgili sorunlar İtalya'da başlıyor. Orada çok az haplogrubu R1a varÜlkede sadece %4 ve Kuzey İtalya'da %4,5. Buna göre Avrupa'da bu haplogrubun taşıyıcıları arasında az sayıda İtalyan R1a var. Böylece, IRAKAZ veritabanındaki 67 ve 111 işaretleyici formatındaki 4314 haplogrup R1a haplotipi arasında, ataların yaşam bölgesi 3930 kişi için biliniyor ve bunlardan sadece 22 haplotipi (% 0,6) İtalya'dan geliyor. Aşkenazi Yahudisi ve R1a-Z93 haplogrubunun taşıyıcısı, Wends için bu son derece düşük bir ihtimal. Elbette bu 20 kişinin tamamı Baltık ülkelerinde kökleri olan aynı alt sınıfa ait olsaydı işimiz çok daha kolay olurdu ama bu olmadı. İtalya'da - haplogrup R1a'nın alt sınıflarının tüm spektrumu, çoğunluk (16 haplotip) "Rus Ovası'nın alt sınıfına" - R1a-Z280, diğer üç haplotip - Orta Avrupa (CE) şubesi R1a-M458'e aittir, bunlardan biri M458-YP263 (CE -1) ve ikisi M458-YP417 (TsE-2).
R1a-Z280 alt sınıfında yer alan İtalyan haplotipleri aşağıdaki görevlere sahiptir:
Açık ki Bu tür istatistiklerle, daha doğrusu yokluğuyla İtalya'da Veneti'yi aramak oldukça umutsuz bir mesele. Ancak ikincil bir seçenek olarak Sırbistan'daki R1a haplotiplerine bakabilirsiniz, çünkü Sırp tarihçiler arasında M.Ö. dönemde Küçük Asya'daki eski Sırpların askeri eylemleri ve katılımları hakkında pek çok kanıt veya daha doğrusu spekülasyonlar var. Truva'nın savunmasında.
Sonuç beklenmedikti – IRAKAZ veri tabanındaki altı Sırp haplotipinin tamamının Kuzey Karpat şubesinden (SK-1) olduğu ortaya çıktı. Oradan 14 haplotipten 12'si Bosna (SK-1) vardı (diğer ikisi Baltık L366 ve Baltık-Karpat BK-1'dir. On Hırvat haplotipinden yedisi Baltık-Karpat (BK-2) ve biri her biri Doğu Karpat, Batı Karpat ve Orta Avrupalı'dır (M458). Kuzey Karpat ve Adriyatik'teki diğer Karpat şubelerinin haplotiplerinin bu kadar bol olması, İtalya'daki (dahil olmak üzere) Karpat haplotiplerinin göreceli bolluğuna yeni bir bakış atmamıza olanak sağlar. Baltık-Karpat) - yirmiden 10 haplotip, yani yarısı.
Böylece, Baltık toprakları ile Adriyatik kıyısı arasındaki bağlantı artık çok uzak görünmüyor,Üstelik böyle bir kombinasyonun eski tarihçiler tarafından yapılan açıklamaları da mevcut. Kimsenin kapının dışında böyle bir bağlantıyı inkar etmesi pek mümkün değil, hem de neye dayanarak? Bu nedenle, haplogrup R1a'nın listelenen dallarının haplotiplerinin antik Wends-Veneti'nin torunları olabileceğini çalışma hipotezi olarak kabul ediyoruz. Geriye bu dalların kökeninin (daha doğrusu ortak atalarının yaşadığı zamanların) tarihini ve şu anda bu dallara kimlerin dahil olduğunu, hangi baskın popülasyonların, hangi ülkelerden geldiğini belirlemek kalıyor. Bu analizin ana sonuçları oldukça beklenmedikti.
İlk olarak, daha önce de belirtildiği gibi, Adriyatik'te (Balkanlar ve İtalya), Baltık, Kuzey (Kuzey Karpat ve Kuzey Avrasya) ve Karpat kolları temsil edilmekte ve hatta egemenlik altına alınmakta olup, bunlarda esas olarak Slavlar (Polonyalılar ve Ruslar) temsil edilmektedir.
İkincisi, bu Slav dallarının eski ortak ataları var MÖ 3. binyıl, MÖ 2. binyıl, MÖ 1. binyılda yaşamış. MS ilk yüzyıllarda ve özellikle MS 1. binyılın ortasında "Slavların doğuşundan" söz edilmiyor. ve olamaz. Haplogroup R1a'nın modern (ağırlıklı olarak) Slav dallarının ortak ataları yaklaşık 4900 yıl önce, MÖ 3. binyılın başında yaşadı.
Üçüncüsü, herhangi bir spesifik "Vendish şubesini" R1a haplogrubunun dallarından izole etmek mümkün değildir. Tüm Baltık, kuzey, Karpat şubeleri Polonyalılar ve Ruslar, daha az ölçüde Almanlar, hatta daha az ölçüde Ukraynalılar ve Belarusluların hakimiyetindedir; geri kalanlar Avrupa'ya nispeten küçük miktarlarda dağılmışlardır ve esasen Baltık, Karpat'ı temsil etmezler. ve Wends ve Veneti'nin büyük olasılıkla torunları olan haplogrup R1a'nın kuzey dalları.
Dördüncüsü, üçüncünün bir sonucu olarak, R1a haplogrubundaki modern Polonyalıların, Rusların, Almanların, Ukraynalıların ve Belarusluların çoğunluğu Wends ve Venets'in torunları olarak kabul edilebilir, ancak Venets ve Wends arasındaki ilişki şu nedenlerden dolayı sorunlu olmaya devam etmektedir: İtalya'da R1a haplogrubunun genişletilmiş haplotiplerinin az sayıda taşıyıcısı.
Bu hükümleri açıklayalım. Birinci soru: MÖ 2. binyılın ikinci yarısında olsaydı ve R1a haplogrubuna ait olsaydı, Truva ve Adriyatik'in ilk Veneti'si kim olabilirdi (eski tarihçilere göre)?
Haplogrubun Z280 alt sınıfının en eski SNP'lerinin diyagramının parçası
Y kromozomunun genomik analizinin sonuçlarına dayanarak
Haplogroup R1a'nın Z280 alt sınıfı yaklaşık 4900 yıl önce oluştu. Bu sözde "Rus Ovası'nın alt sınıfı". IRAKAZ veritabanındaki tüm haplogrup R1a taşıyıcılarının %30'unu oluşturur ve tanımlanmış SNP'lere sahip 4049 haplotip içerir. Haplogrup R1a'nın geri kalan ana alt grupları İskandinav Z284 (%27), Avrupa L458 (%16), güneydoğu Z93 (%14) ve Avrupa kuzeybatı L664'tür (%10).
Başka bir deyişle, Slav haplogrubu R1a'nın ortak atası yani Z280 alt sınıfının çoğunu oluştururlar, yaklaşık 5000 yıl önce Rus Ovası'nda yaşıyordu. MS 2. yüzyılda Dacia'dan ortaya çıktıklarından söz edilemez. Bununla birlikte, tarihçilerin Slavları I2a haplogrubunun taşıyıcıları olarak anlamaları mümkündür (tabii ki I2a'nın ne olduğunu ve haplogrubun ne olduğunu anlamadan) ve o zaman bu olabilir. Gerçekten mi, Haplogroup I2a geçen dönemin sonunda yeniden canlandı(yaklaşık iki bin yıl süren bir nüfus darboğazından geçtikten sonra) ve görünüşe göre Tuna ve Karpatlar'da yeniden canlandı. Karpatlar Dacia'nın merkezinde bulunuyordu. Ancak bu, Slavların en genç grubudur. Tarihçiler, sınırsız bilgelikleriyle, bu en genç Tuna Slav grubuna odaklanıyor ve onu MS 1. binyılın tüm Slavları olarak kabul ediyorlar. Ve Slav dilleri bu gruptan çıkıyor ve Slavların tarihi ve oradan da 5-6. Yüzyılların tarihlemesi ortaya çıkıyor. reklam "Slavların tarihi arenada ortaya çıkışı" olarak. Ancak bunlar esas olarak (veya yalnızca) haplogroup I2a'nın Slavlarıdır. Haplogroup R1a'nın Slavları dikkate alınmaz. Ve iki buçuk bin yıl öncesine uzanan bir geçmişleri var.
Tarihçilerin bu fikirleri nereden geldi?Çoğunlukla - aynı “Geçmiş Yılların Hikayesi”nden Yukarıda daha önce bahsedilmiş olan ve tarihçilerin Slavları ya İlirya'dan, sonra Pannonia'dan, sonra Dacia'dan, sonra Alplerin doğu yamacındaki Norik'ten çıkardıkları sonuca göre (veya yorumlayarak). Ve bu çıkarımların bir sonucu olarak, tarihçiler bu yerlerin arkeolojisini (büyük olasılıkla haplogroup I2a Slavlarına da aitti) dikkate alarak, V-VI yüzyıllarda Slavların oluşumunun temelini attılar. reklam.
Bir an için Geçmiş Yılların Hikayesine dönelim ve nasıl yapıldığına daha yakından bakalım antik tarihçinin Slavları yönlendirdiği yerçünkü bu kaynak, Slavların tarihiyle ilgilenen tarihçilerin büyük çoğunluğunun modern anlayışının temelini oluşturuyor. Bunu anlamak önemlidir, çünkü DNA şecere, aşağıda göstereceğimiz gibi, çok daha eski tarihleri ve Slavların eski yerleşim yerlerinin diğer bölgelerini verir, eğer Slavlar derken dilsel tanımları kastetmiyorsak ve Geçmiş Yılların Hikayesi'nin söylediklerini kastetmiyorsak ( veya nasıl anlaşıldığı ve yorumlandığı) ve modern Slavların doğrudan ataları - Ruslar, Ukraynalılar, Belaruslular, Polonyalılar, Sırplar ve çoğunluğu R1a haplogrubunun taşıyıcıları olan diğer Doğu Avrupa sakinleri. Sırplar, Hırvatlar, Slovenler vb. gibi Balkanlar arasında R1a haplogrubu taşıyıcılarının büyük olasılıkla MÖ 1. binyılda ortadan kaldırıldığı unutulmamalıdır. - MS 1. binyılda ve onların yerini, ancak son dönemin sonunda Tuna ve Karpatlar'da yeniden canlanan haplogroup I2a'nın taşıyıcıları aldı. İşte MS 1. binyılın ilk yarısındaki hareketleri. ve tarihçiler bunu "Slavların kökeni" olarak kabul ederek gözlem yapıyorlar.
Afetov bölümünde Rus', Chud ve tüm diller var: Merya, Muroma, Vse, Mordovyalılar, Zavolochskaya Chud, Perm, Pechera, Yam, Yugra, Litvanya, Zimigola, Kors, Letgola, Lib. Lyakhov ve Prusya ve halk Vyarya Denizi'ne oturacak. Varegler aynı deniz üzerinden doğuya Simov sınırına kadar seyahat ederler, aynı deniz üzerinden batıya, Agaryan ülkesine ve Voloshskie'ye giderler.
Yafet'in nereden geldiğini hatırlayalım:
"Tufandan sonra Nuh'un 3. oğulları ülkeyi böldüler: Şem, Ham, Afet. Ben Simovi'nin doğusundayım: Persida, Vatr, hatta İndikia'ya kadar... Hamovi öğle kısmıdır: Mısır, Etiyopya... Ve Afetov gece yarısı ülkesi ve batıdır: Medya, Olvania, Küçük ve Büyük Ermenistan, Kapodokya, Theflagoni, Galatya, Kolkhys, Vosporii, Meoti, Derevi, Sarmati, Tavriani, Skufia, Fratsi, Makedonya, Dalmaçya, Molosi, Thesalia, Locria, Pelenia, hatta Poloponis bile Arcadia, Ipirinoya, Ilurik, Sloven, Lukhitia, Andriakia, Andriatinskaya uçurum olarak adlandırılacak ve adalara sahip olacak: Vritania, Sicelia, Evia, Rodona, Khione, Lezvona, Kufiran, Zakunfa, Kefalonia, Ifakina, Kerkura, ve her ülkenin bir kısmı, Onia ve Mida ile Babil arasında akan Tigra Nehri; Poneta Denizi'ne, gece yarısı ülkelerine, Tuna'ya, Dinyeper'e ve Kafkas Dağları'na, Ugorskaya Nehri'ne ve oradan. nehir, hatta Dinyeper'e ve diğer nehirlere: Desna, Pripet, Dvina, Volkhov, Volga, sanki doğuya, Simov'a gidiyor."
“Aphet'in kabilesi ve sonra: Varegler, Svei, Urmanlar, Gotlar, Ruslar, Aglyanlar, Galiçyalılar, Volokhovlar, Romalılar, Almanlar, Korlyaziler, Venedits, Fryagovlar ve diğerleri işgal edilecek öğlen batıya git ve Ham kabilesinin yanına otur.”
Gördüğümüz gibi, buradaki tarihçi ayrıca Wends'den de bahsediyor. Tarihçi, Babil Kulesi'nin yıkılmasından, insanların ve dillerin dağılmasından söz etmeye devam ediyor:
“Şimdi, Ham ve Afet dünyayı bölüştüler ve kura çektiler, başka kimsenin kaderini geçmediler ve her biri kendi bölgesinde yaşadı. Ve tek bir dil vardı... cennete giden bir sütun ve onun yakınında bir şehir. , Babil ve sütun 40 yılda inşa edildi ve tamamlanmadı. Ve Rab Tanrı şehri ve sütunları görmek için aşağıya indi ve Rab şöyle dedi: "İşte, tek ırk ve tek dil var." Allah dilleri karıştırıp 70'e ve iki dile böldü ve onları tüm yeryüzüne dağıttı. Fakat Allah'ın dili büyük bir rüzgarla sütunu yok etti... Sütunun yıkılmasından ve dilin bölünmesinden sonra. Sam'ın oğulları doğu ülkelerini, Ham'ın oğulları da öğle ülkelerinin oğullarını aldı."
“Afetov’un oğulları batıya ve gece yarısı ülkelerine geldiler. Bu 70 ve iki dilden bir Slovence dili vardı, Afetov kabilesinden onlara Norci deniyordu, bunlar Slovenlardı.”
Sonraki - Slovenlerin Tuna Nehri boyunca yerleşimi ve Tuna Nehri'nden kuzeye ve doğuya, İlmen Gölü'ne ve Novgorod'a ve kuzey kabilesine (hiç kuzeyde olmayanlar ve neden bu şekilde çağrıldıkları bilinmiyor):
"Çoğu zaman, şu anda Ugor ve Bulgar topraklarının bulunduğu Dunaevi boyunca uzanan köyler, Slovenya'nın özüdür. Bu sözlerden yola çıkarak, tüm ülkeye yayıldılar ve oturdukları yerde isimleriyle çağrıldılar. nehre Morave adıyla geldiler ve Moravyalılar ve Druzii lakaplarını taktılar. Ve aynı sözler: Tuna Nehri'nde Slovenleri bulup içlerine oturup onları zorlayan Belia Hırvatları, Serp ve Horutan Volokh. açık alan mı deniyor, Lyakhov'un arkadaşları Lutitsa, bazıları Mazovşanlar ve bazıları Pomeranyalılar.
Aynı şekilde, aynı sözler geldi, Dinyeper boyunca at sürdü ve açıklığa ilaç verdi ve köylülerin arkadaşları ormanlarda oturdu ve arkadaşlar Pripetya ile Dvina arasında oturdular ve Dregovichi'ye ilaç verdiler ve diğeri oturdu. Dvina ve Polotsk'u uyuşturdum, nehir uğruna, Polota adıyla Dvina'ya aktım, bundan Polotsk lakaplıydı. Slovenya, Ilmera Gölü yakınında bulunuyordu ve kendi adıyla anılıyordu ve bir şehir kurdu ve Novgorod adını aldı. Ve arkadaşlar Desna'da, Semi'de ve Sula'da oturuyorlar ve kuzeye gidiyorlar. Ve böylece Sloven dili ortadan kayboldu, bu yüzden ona Slovence harfi denildi."
Wend'lerden artık burada bahsedilmiyor. Burada tarihçinin eski yazarların bilgileriyle açık bir tutarsızlığı var. Ve sonra ilginç bir hikaye var. Normanistler genellikle "Geçmiş Yılların Hikayesi" nin şu hükmü içerdiğini yazar: "Ama Slav halkı ve Ruslar birdir; sonuçta onlara Varanglılardan Rus deniyordu ve Slavlar olmadan önce." Aslında PVL bu bakımdan gözle görülür bir çelişki sunmaktadır.Çünkü Normanistler tarafından alıntılanan ifade, metinde rus kelimesinin sayısız bahsinden çok daha sonra geçiyor daha eski bir bağlamda. Bakalım PVL'de rus, Rus ve türevleri kelimelerinin hangi yerlerinde göründüğünü görelim:
Afetov'un tarafında Ruslar, insanlar ve tüm diller oturuyor...
Afetov'un kabilesi de: Varegler, Sveiler, Urmanlar, Gotlar, Ruslar, Aglianlar, Galiçyalılar...
Ayrıca Rusya'dan Volza boyunca Bulgarlara ve Khvalis'e, doğuda Simov bölgesine, Dvina boyunca Vareglere, Vareglerden Roma'ya, Roma'dan kabileye gidebilirsiniz. Khamov'un.
Ve Dinyeper, Petrov'un kardeşi kutsal Havari Andrew'un öğrettiği Rus denizi gibi üç kanaldan Pontus Denizi'ne akıyor.
Rusya'da yalnızca Slovence dili vardır: Böcek boyunca oturan Polyana, Derevlyanlar, Novgorodiyanlar, Polokanlar, Drygovichler, Severolar, Buzhanlar ve ardından Volynyalılar.
Ve Ruslara saygı duruşunda bulunan diğer diller şunlardır: Chud, Ves, Merya, Muroma, Cheremis, Mordovyalılar, Perm, Pechera, Yam, Litvanya, Zimigola, Kors, Neroma, Lib...
Ve bugüne kadar Rusya'da bir benzetme var: Bir Aubrey gibi yok oluyorlar, ne bir kabileleri ne de mirasları var.
Şöyle şöyle: Önce sahip olurlar, sonra sahip olurlar; olduğu gibi: Rusya'nın Kozarları ve prensleri bu güne kadar savaşmaya devam edecek.
6360 yazında indeks 15'te Mikhail'i kral yapmaya başladım ve oraya Rus Toprağı adını vermeye başladım. Bununla ilgili olarak Yunan kroniklerinde yazılana göre Çar Rus'un Çargrad'a geleceğini öğrendim...
Artık 842 yılına ulaştık bile Bizans İmparatoru III. Michael tahta çıktığında. A ayrıca Rus denilen Kara (Pontik) Deniz'i de görüyoruz ve Rus'un Japheth kabilesindeki Vareglerle paralelliğinden birçok kez bahsediliyor ve çok daha fazlası. Varanglıların Rus'un Rus'u olarak adlandırdığı gerçeği henüz mevcut değil ve bu bağlama hiç uymuyor. Ve ancak daha sonra tarihçi, Varanglıların yurt dışına sürülmesini anlattıktan sonra aniden Slavlar adına ama üçüncü şahıs olarak çok iyi bilinen bir cümle yazıyor:
6370 yazında. Ve Varanglıları yurt dışına sürdüm, onlara haraç vermedim ve kendi içlerinde su çekmeye başladım. Ve içlerinde doğruluk olmasaydı, nesiller nesilden nesile geçecek, aralarında çekişmeler çıkacak ve kendileri de ellerinden geldiğince savaşacaklardı. Ve Rkosha: "Bize liderlik edecek ve sağdan sıraya girmemizi emredecek olan prensi kendimizde arayalım." Yurt dışına, Varanglılara, Rusya'ya gittim. Sitsa, sen Varanglılara Rus diyorsun, tıpkı tüm Druzilere Sve denildiği gibi, Druzilere de Urmani, Anglyanlar, Ini ve Gote, Tako ve Si... Ve o Varanglılardan buraya Rus Toprağı deniyordu.
İşte hikaye. Kimseyi tanımıyorum ama Bunda "Rus topraklarının Varegler tarafından adlandırılmasında" ve aynı zamanda Varanglıların "Rus" olduğu gerçeğinde de görüyorum, daha önce Rus'la paralel ilerlemelerine rağmen (yukarıdaki ikinci alıntı), belli bir çelişki.Öyle görünüyor sanki tarihçi aniden Varanglılara fayda sağlamaya karar vermiş gibi, ve anlatı çizgisini kırdı. VE Bütün "Norman teorisi"nin dayandığı şey budur.
Haplogrup I2a'nın Güney Slavları ile haplogrubu R1a'nın Doğu Slavları arasındaki ilişkiyi anladığımızda ve kabul ettiğimizde birçok çelişki çözülür - ve Slavlar, modern tarihçilerin sandığından çok daha yaşlılar, Ve Doğu Slavların yakın akrabalığı(haplogroup R1a) aynı haplogrubun tarihsel Aryanları ile ve Doğu Slavların İskitlerle yakın ilişkisi Aryanların yakın akrabaları olan “Avestan Aryanları” (aka “İranlılar”), “Hint-Aryanlar”, “Mitanni Aryanları” terimlerinin dilsel terimler olarak değil, kalıtsal, soybilimsel terimler olarak doğru anlaşılması, modern etnik Ruslarla atalardan kalma bağlantı. Ve etnik Ruslar, tanım gereği, nesiller öncesinden atalarının ana dili olan Rusçayı ana dilleri olarak kullanan ve tarihi Rusya Devleti sınırları içinde modern Rusya Federasyonu topraklarında yaşayan kişilerdir.
Bunu anlayıp anladıktan sonra, Z280 alt sınıfının yapısına geri dönelim ve onun Veneti-Venedi ile olası soy bağı. Yukarıdaki diyagram Z280 - Z92 (Kuzey Avrasya), S24902 (Orta Avrasya, dal 1) ve CTS1211'in (Doğu Avrasya) en eski üç alt sınıfını göstermektedir. Pek çok hayran Z92 alt sınıfına "Vendish" diyor, ancak kesin olarak konuşursak, diğer ikisi, onların alt sınıfları ve bir dizi diğer alt sınıf bu isimde Z92'den daha aşağı değil. Bunu düşünelim.
Haplogroup R1a'nın Kuzey Avrasya dalı (alt sınıf Z92). Aşağıdaki şema, Kuzey Avrasya dalının Z685 ve Y4459 olmak üzere iki ana alt dal içerdiğini göstermektedir. Alt sınıfların yanındaki sayılar kaç tane SNP'nin, yani geri dönüşü olmayan mutasyonların alt sınıfları ayırdığını gösterir ve kaba tahminler bir sonraki SNP'nin oluşumu için ortalama 140-160 yıl verir. Başka bir deyişle, bu, alt sınıfların oluşumunun kronolojisini hesaplamak için başka bir bağımsız önlemdir. Henüz belirlenmemiştir, tarihleme tamamen geçicidir, ancak koşullu bir test seçeneği olarak bu yaklaşım faydalıdır. Haplotipleri ve içlerindeki mutasyonları dikkate almadan, Z92'nin "yaşının" Z280'den "daha genç" dört SNP olduğunu, yani Z92'nin yaklaşık 4200-4300 yıl önce oluştuğunu tahmin etmek zaten mümkün. 67 işaretleyici formatında (aşağıdaki şekilde) 263 haplotip esas alınarak yapılan hesaplama, Z92'nin 4045±400 yıl önceki "yaşını" verir, bu da kesmelerden elde edilen 4200-4300 yıl önceki değerle hesaplama hatasına denk gelir.
Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin SNP'lerinin şeması. İki ana azalan dal gösterilmektedir
Z685 ve Y4459 parçacıklarıyla (her biri Z92 ana alt sınıfından birer kesim) ve ardından parçalanma meydana gelir
aşağıdaki şubelere. Aşağıdaki sayılar R1a-Z280'den günümüze kadar olan toplam kesme sayısıdır.
Diyagram, BigY ve YFull (2014) verilerine dayanarak Tagankin ve Milevsky tarafından oluşturulmuştur.
Diyagram şunu da gösteriyor: alçalan alt sınıfların her ikisi de, Z685 ve Y4459, Z92'den yalnızca bir SNP "daha genç"tir. Başka bir deyişle, yarı niceliksel bir tahmin, her iki alçalan dalın - alt sınıfın "yaşını" yaklaşık 4000 yıl olarak verir.
Bu varsayımları bir haplotip ağacı ve tersine çevrilebilir mutasyonlara ilişkin hesaplamalar kullanarak kontrol edelim. Ağaç, Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin 67 işaretleyici formatında 253 haplotipinden oluşur. Ağaç oluşturma programı onu Z92, Z685 ve Y4459 SNP'lerine karşılık gelen üç dala ayırdı. Haplotiplerdeki mutasyonlara dayalı hesaplamaların gösterdiği gibi, ebeveyn Z92'nin "yaşı" 3790±350 yıl, yani tahmin edilen yaklaşık 4000 yıla yakındır ve her iki inen dalın da 3200±360 ve 3100±460 yıl önceki ortak ataları vardır. , hata hesaplamaları ile örtüşmektedir. Her üç dalın (yani ağacın tamamının) ortak atası 4045 ± 400 yıl önce yaşamıştır.
Bunu görüyoruz kesitlere dayalı yarı niceliksel hesaplamalar (Şekil 5'teki diyagram), tarihlendirme konusunda bazı abartı tahminler verir– Z92 için önemsiz (hesaplama hatası dahilinde) ve ana alt kanatları için %25-30 oranında. Bunun nedeni aslında Z92 ile alt iki alt sınıf arasında birden fazla SNP bulunması ve bunların henüz bulunamaması veya SNP'nin 140-160 yaşında veya daha fazla olması olabilir. Gerçekten de, birden fazla tahmin bazı durumlarda kesit başına 180-200 yıla ulaşıyor. Bunu sadece popülasyon genetikçilerinin haplotiplerdeki mutasyonlara dayalı hesaplamalarda ustalaşmamak için SNP'leri kullanarak hesaplama yapmanın çok daha doğru olduğunu iddia etmeleri nedeniyle yazıyorum. Elbette bu henüz durumdan çok uzak. SNP yöntemi kesinlikle umut vericidir, ancak yalnızca DNA hatlarındaki çok sayıda SNP ve kanıtlanmış ve test edilmiş kalibrasyonlar için. Bu henüz mevcut değil.
R1a-Z280 haplogrubunun Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin 253 67 işaretli haplotipinden oluşan ağaç.
Daha eski olan Z92 dalı (sağda) 80 haplotipten oluşur ve ortak atanın "yaşı" 3790±350 yıldır.
Toplam 173 haplotip sayısına sahip iki genç dal (sol üstte ve altta ikili) bir "yaş"a sahiptir
ortak ata (yukarıdan saat yönünün tersine) 3200±360 ve 3100±400 yıl
hesaplama hataları. Her üç dalın (yani Z92 ağacının tamamının) ortak atası 4045±400 yıl önce yaşamıştır.
Böylece, Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin ortak atası Truva Savaşı'ndan neredeyse bin yıl önce yaşadı ve onun soyundan gelenler, iki ana alçalan alt sınıfın soyundan gelenler ile Veneti birliğini pekala oluşturabilirler - elbette yukarıdaki diyagramdaki en genç alt sınıflar hariç.
Bu yüzden, eğer R1a-Z92 alt sınıfı gerçekten Venedik ise ve ortak atası MÖ 3. ve 2. binyılların kavşağında yaşamışsa. 3100-3200 yıl önceki, yani M.Ö. 2. binyılın sonları civarındaki kızı DNA çizgileri, eski tarihçilerin ifadeleriyle çelişmiyor. En eski DNA dizisi olan Z92 şu anda çoğunlukla Polonya (%36), Rusya (%20), Almanya, Ukrayna ve Litvanya'dan (her biri 7) gelen nesilleri içermektedir; geri kalan haplotipler (toplamın %23'ü) Avrupa'nın birkaç düzine bölgesidir; . Junior DNA hatları farklı bir popülasyon yapısına sahiptir ve Rusya (%52), Ukrayna, Polonya ve Litvanya (her biri 8), Beyaz Rusya ve Finlandiya (her biri 6), İngiltere'den (%4) haplotipleri içerir, geri kalanı tek haplotiplerdir ( Almanya'da eski şubenin aksine bir buçuk yüz haplotipten yalnızca üçü vardır). Yani Wendish haplotiplerinin MÖ 2. binyılın başından itibaren atanması. Hiçbir sebep olmadan Almanya'ya. Modern İngiltere ve Finlandiya topraklarındaki kapanımlar hariç, Doğu Slav kökenlidirler.
Devam edecek…
Anatoly A. Klyosov,
Kimya Bilimleri Doktoru, Profesör
Yunanlılar veya Romalılar gibi en eski Avrupa halklarıyla karşılaştırıldığında, Slavlar tarihte ilk kez oldukça geç ortaya çıktılar, ancak diğer modern Avrupa halklarından (Almanlar, Fransızlar, İngilizler) daha geç değil. Slavların ilk sözleri 1. ve 2. yüzyılların sonlarına kadar uzanıyor. reklam Bu haberde Slavlar halk adı altında karşımıza çıkıyor Wends veya Venedik.
Bu haberi öncelikle ünlü Romalı bilim adamı ve yazar Yaşlı Pliny'den (MS 23-79) buluyoruz. Onun 37 kitaptan oluşan büyük ansiklopedik eseri “Doğa Tarihi”nde (Naturalis historiae) şu satırları okuyoruz (Kitap IV): “ Bazıları bunu burada söylüyor(Kadan Körfezi yakınında) nehre kadar yaşa Vistül Sarmatyalılar, Venedler, İskitler, Girrialılar. Buna Kilipen Körfezi denir ve ağzında Latris adası bulunur. Yakında başka bir koy, Lagnus, Cimbri'nin bitişiğinde. Denize doğru uzanan Cymbri Burnu, Kartris adında bir yarımada oluşturur." Pliny'nin Kadan Körfezi, nehrin aktığı Danzig Körfezi'dir. Vistül. Bu körfezin adı Danzig şehrinin (Polonya Gdansk) adına bırakılmıştır. Kilipensky Körfezi, nehrin aktığı Stettin Körfezi'dir. Odra (Almanca: Oder). Pliny'ye göre Cylipene Körfezi'nin ağzında bulunan Latrice adası, Slav Usedom-Wolin adasıdır. Pliny'nin Lagnus Körfezi, Lübeck Körfezi'dir. Pliny'ye göre Vistül'ün doğusunda Asya çoktan başladı ve görünüşe göre Vistül'ün doğusunda hangi halkların yaşadığı sorusu yazarın ilgisini çekmiyordu.
Yaşlı Pliny'den sonra Romalı tarihçi Tacitus (R. Cornelills Tacitus, MS 55 civarında doğmuş, 120 civarında ölmüştür) Veneti'den kısaca bahseder. 98 yılında yazılan ve daha çok "Almanya" kısaltılmış adıyla bilinen "Almanların kökeni, yeri, gelenekleri ve halkları üzerine" (De Origine, situ, moribus ac populis Germanorum) başlığı altında yazılan klasik eserde şunları okuyoruz: şu satırlar: “ Bu Svevia'nın sonu(yani Almanya, Vistula Nehri yakınında) . Pevniklere, Venediklilere ve Finlilere gelince, onları Alman mı yoksa Sarmatyalı mı olarak sınıflandıracağım konusunda tereddüt ediyorum...(Sarmatyalılara daha çok benzer) Wends:(Onlar) onlarla aynı fikirdeyim(bir ölçüde) ve gelenekler, gezgin bir hayat sürmek ve soygunla yaşamak. Bununla birlikte, ev inşa etmeyi bildikleri, kalkan kullanmayı bildikleri ve çevik yayalar oldukları için isteyerek yürüdükleri için onları Alman olarak da sınıflandırmayı tercih ederim: tüm bu özellikler arabalarda ve atlarda yaşayan Sarmatyalılar arasında bulunmuyor. ...».
Üçüncü referansı, Slavlarla ilgili en eski tanıklıklardan, 2. yüzyılda yaşamış ünlü Yunan coğrafyacı, gökbilimci ve fizikçiden buluyoruz. reklam (yaklaşık 178'de öldü), Ptolemy Claudius sekiz ciltlik coğrafyasında Wends'e şu iki referansın bulunduğu: 1) “ Sarmatya büyük kabilelerle sınır komşusudur: Venedik Körfezi boyunca Wendler ve Daçya'nın kuzeyinde Pevkini ve Basterniler ve her tarafta Maeotis.(Azak Denizi) - Iazyges ve Roksolanlar ve onlara yakın olanlar - Amazobiler ve Alanlar - İskitler"(III, 5, 7); 2)" Nehir boyunca Wends'in altındaki Vistül - Gutonlar, sonra Finliler, sonra Sulonlar"(III, 5, 8). Ayrıca aynı yazar, Karpat Dağları'nı görmenin doğal olduğu Venedik Dağları'ndan da bahsetmiştir.
Ptolemy'nin (veya Ptolemy'nin) talimatlarına göre, geçmişi 2. yüzyıla kadar uzanıyor. MS, Slavlar - Veneti, o zamanlar kuzeyde Danzig Körfezi yakınındaki Baltık Denizi ile güneyde Karpat Dağları arasındaki alanı işgal ediyordu; onlar. nehir nehri Vistül, Karpat Dağları'ndaki kaynağından Baltık Denizi kıyısına kadar. Yazarın açıklamasına göre Wend'ler harika bir halktı.
Daha önceki Yunan ve Roma yazarlarında da ara sıra Veneti'ye göndermeler vardır. Örneğin Herodot (MÖ 5. yüzyıl) kehribarın nehirden geldiğini söylüyor. Venedikli Eridani. Antik çağlarda Veneti'ler kehribarın geliştirilmesi ve ticaretiyle ünlüydü. Özel kimyasal araştırmalar, 14.-12. Yüzyılların Miken mezarlarına düştüğünü tespit etti. M.Ö., V. Hanedanı'nın (MÖ 3. binyıl) Mısır mezarlarında olduğu gibi kehribar da kuzey kökenlidir. Yunan şair Sofokles (MÖ 497-406), kehribarın kuzeyde uzak bir yerde, kuzey okyanusuna yakın yaşayan Kızılderililer arasındaki bir nehirde doğacağını biliyordu. Görünüşe göre Sofokles'in Kızılderilileri, Fenikeli tüccarların Kızılderililer hakkındaki hikayelerinin bir yankısı. Vendakh.
Son olarak Vendlerden bahseden başka bir antik kartografik kaynak daha var. Bunlar sözde Peutinger tablolarıdır (Tabula Peutingeriana). Bu tablolar, çağımızın başında imparator Augustus (MÖ 63 - MS 14) döneminde arkadaşı Vipsanius Agrippa tarafından derlenen dünya haritasının revizyonunu temsil etmektedir. Söz konusu harita 3. yüzyılda revize edilmiştir. reklam Roma İmparatorluğu'nun askeri rotalarının tablolarını derlemek için belirli bir Castorius tarafından. Harita ilk kez 1591 yılında Alman hümanist bilim adamı Konrad Peutinger veya Peutinger'in (1465-1547) kütüphanesinde saklanan 1264 tarihli bir nüshasından yayımlandı. Dar bir şerit şeklindeki bu tablolar coğrafi noktaları gösteriyor ve haritayı işaret ediyor. Gezginin içinden geçtiği kabilelerin isimleri, ancak söz konusu kabilelerin yerleşim sınırlarını belirtmeden. Bu tablolarda Bastarna kabilesinin civarındaki Wend'ler gösterilmektedir.
Vistula Nehri'nin adı ilk olarak Vistula adı verilen coğrafi bir el kitabının - De chronographia veya De situ orbis - yazarı Romalı yazar Pomponius Mela (MS 1. yüzyıl) tarafından bulundu. Diğer antik yazarlar bu nehri Vistla, Vistula, Visculus (Pliny), Visula ve Viskla (Ürdün, 6. yüzyıl) olarak adlandırırlar.
Vistula Nehri'nin adının hangi dile ait olduğu ve bu kelimenin orijinal anlamının ne olduğu sorusuna gelince, bu konu üzerinde duran bilim adamlarının çoğu, Vistula Nehri'nin adının Slavca bir kelime olduğunu düşünme eğilimindedir. dil. Safarik “Slavic Antiquities” (I, 538) adlı eserinde bunun kökenine kadar izini sürmüştür. dır-dir-, görüş, su ve bu açıklama bugün bilimde hakim olmaya devam ediyor. Bazı Polonya lehçelerinde Vistula kelimesinin ortak bir anlamı olduğunu ve genel olarak büyük, derin bir nehir anlamında kullanıldığını belirtmek ilginçtir. Öte yandan bu nehir adının Slav ülkelerinde çeşitli varyantlarda geniş bir dağılımı vardır: Vis, Isloch, Svisloch, Isledz, Vislitsa (Pripyat Nehri havzasında), Wislok, Visloka, Vislyanovka (Vistula Nehri havzasında) .
Aslında Vistula Nehri adına Slavca bir kelime değil, bu bölgenin nüfusunun Slav öncesi diline ait bir kelime görmek daha doğru olur, yani. Slav dilinde Japhetic biriktirme.
Wends halkının adı - Veneti veya Venda - Vinda Kelt kökenli değildir, çünkü bazıları vindo formundaki bu kelimenin Kelt diline atfedilen birçok coğrafi ismin içinde yer aldığını düşünmeye meyillidir: Vindobona ( Viyana), Vindomagos ("beyaz alan"), Vindobriga ve diğerleri ile aynı biçimde vindo veya vindona - bir zamanlar Keltlerin yaşadığı bölgelerden (Yukarı Pannonia, Noricum, Raetia) bize gelen birçok eski yazıtta ), özel bir isim olarak.
Kelt kelimesi rüzgarlar Araç beyaz. Buradan, kendileri de Almanlar gibi kızıl saçlı olan Keltlerin sarı saçlı Slavları beyaz olarak adlandırdıkları ve bu adın onlarda da kaldığı (Beyaz Ruslar, Beyaz Hırvatlar vb. ile karşılaştırın) ve onların ağızlarında kaldığı sonucuna vardılar. Almanlar. Buna, Slavlarla ilgili 7. yüzyıla kadar uzanan ilk Arap haberlerinde doğrudan sarı saçlarının yazıldığı da eklenir; Daha sonra Araplar genellikle sarışın tipini Avrupalı Slav (Siklab) olarak adlandırdılar.
Bu bakış açısı Prof. Teorisini büyük miktarda topik ve onomastik materyali dikkate alarak doğrulayan L. Niederle.
Venedikler ve Wendler, birçok kişinin eski Slav olduğunu düşündüğü ve Baltık'tan Adriyatik denizlerine, Atlantik kıyılarına ve Küçük Asya'ya kadar geniş bölgeleri işgal eden veya buralara taşınan kabilelerdir. En eski tanımlamaları, Küçük Asya'nın batısındaki Lidya ve yaklaşık MÖ 1260'ta düşen tarihi Truva (Ege Denizi kıyısı açıklarında) ve Baltık'tan Küçük Asya'ya kadar olan "etnogenezleri" ile ilgilidir. oradan kuzey Adriyatik'e veya Adriyatik'ten kuzeye, Baltık ülkelerine ve aynı zamanda diğer yöne - Küçük Asya'ya veya diğer seçeneklere. Başka bir deyişle, son üç buçuk bin yılda şartlı “atalarının evinin” olduğu yer - Baltık'ta, Adriyatik'te, Küçük Asya'da veya genel olarak Rus Ovası'nda, bu en az üç yöne dağıldıkları yer , bilinmeyen. Görünüşe göre soru hiçbir zaman bu şekilde sorulmadı.
Nasıl kuruldu? MS 3. yüzyılda yaşayan Romalı tarihçi Marcus Iuniano Iustino (M. Iuniano Iustino), Pompey Trogus'un “Dünya Tarihi” (MÖ 1. yüzyıl) adlı eserinin XX. bölümünde şöyle yazmıştır: Namque Tuscorum populi, qui oram Inferi maris muhtemelen bir Lydia venerunt, et Venetos (Aşağı Deniz kıyılarının sahibi olan Toskanalılar da Veneti gibi Lidya'dan gelmişlerdi). Ve ayrıca "Dünya Tarihi", Lidya'da yakalandıklarını ve Antenor'un komutası altında Adriyatik Denizi kıyısındaki İlirya'ya gönderildiklerini anlatıyor. Dolayısıyla MÖ 2. binyılın üçüncü çeyreğinden bahsediyoruz. Nitekim Lidya'nın M.Ö. 12. yüzyılda kurulduğuna inanılmaktadır.
Bu açıklama MS 1. yüzyılda yaşamış Romalı tarihçi Titus Livius tarafından da Titi Livi ab vrbe condita, bölüm 1: Iam primum omnium satis constat Troia capta in ceteros saevitum esse Troianos, duobus, Aeneae Antenorique, et vetusti iure adlı eserinde tekrarlanmıştır. hospitii et quia pacis reddendaeque Helenae semper auctores fuerant, omne ius belli Achivos abstinuisse; Antenorem ve çok sayıda Enetum arasında çeşitlilik var, Paphlagonia pulsi et sedes ve ducem rege Pylaemene ad Troiam amisso quaerebant, intimum maris Hadriatici sinüsünde venisse, Euganeisque qui inter mare Alpesque incolebant pulsis Enetos Troianosque eas tenuisse terras. Et in quem ilk çıkış, sunt locum Troia vocatur pagoque inde Troiano nomen est: gens evrensel Veneti appellati.
Truva'yı savunanların ölümü ve Helen'in dönüşünden sonra Antenor'un çok sayıda enet ile Adriyatik Denizi'nin en uzak kısmına, deniz ile Alpler arasındaki bölgeye ulaştığı anlatılmaktadır. Ve tüm bu Truvalılara Veneti adı verildi.
Ancak Wikipedia'ya göre, her iki Romalı tarihçiden önce, İskenderiye Kütüphanesi'nin ilk başkanı Efesli Zenodotus (M.Ö. 325-260) Veneti hakkında yazmıştı. Alıntı (ancak orijinalini bulamadım) şöyle diyor: “...Bu Venedikliler…Truva Savaşı sırasında liderlerini kaybettiler, Avrupa'ya (Trakya) geçtiler, sonra uzun yolculuklardan sonra buraya vardılar. Adriyatik Venedik.” Bu Justin ve Titus Livy'nin tanımlarıyla tutarlıdır.
Homer, İlyada'sında tarihçilerin Veneti'ye benzettiği Aeneti hakkında şunları yazmıştır:
Lider Pilemen tüylü göğsüyle Paflagonyalıları yönetiyordu.
Yabani katırların doğduğu yaşayan Enets diyarında.
Susam'ın çevresindeki topraklar olan Kitor'da yaşadılar.
Parthenia nehrinin yakınında aydınlık evlerde yaşıyorlardı.
Ve Aegial'de, Kromna'da ve aynı şekilde yüksek Erifina'da.
(Canto II, 851-855. Çeviri: N.M. Minsky)
Herodot, MÖ 5. yüzyılda aenetas hakkında yazmıştır. (I.196 ve V.9):
Siginnianların topraklarının sınırları neredeyse Adriyatik Denizi kıyısındaki Enetes [bölgesine] kadar uzanıyor...
Bana göre İliryalı Enetler arasında da var olan en ihtiyatlı gelenek budur. Genellikle her köyde yılda bir kez şunu yapıyorlardı: Evlenme çağına gelen tüm kızları çağırıp bir yerde topluyorlardı. Genç erkeklerden oluşan bir kalabalık etraflarını sardı ve haberci, kızları teker teker ayağa kaldırmaya zorladı ve gelin satışı başladı...
Gördüğümüz gibi, antik tarihçiler Venets-Enets'i, aşağıda göreceğimiz gibi diğer tarihçilerin Slavların "atalarının vatanı" olarak nitelendirdiği İlirya ile ilişkilendirmektedir. Daha sonra Venedikliler, “barbarlara” karşı mücadelede Romalıların müttefikiydi, Roma ordusunun bir parçası olarak Hannibal'e (MÖ 218-201) karşı savaştı, Roma'nın Cisalpine Galya eyaletinin bir parçası oldu ve MÖ 1. yüzyılda. . Roma vatandaşı oldular. Bölgeleri Venedik şehrinin Veneto bölgesi olan Venetia olarak adlandırılıyordu. Doğru, bu pürüzsüz anlatım, Julius Caesar'ın "Galya Savaşı Üzerine Notlar" adlı kitabında (Kitap II) şunu söyleyen Veneti'den söz edilmesiyle sekteye uğruyor: " Aynı zamanda Veneti, Venelli, Osismi, Curiosolites, Esubii, Aulerci ve Redoni'ye (bunların hepsi Okyanus boyunca yaşayan kıyı topluluklarıydı) karşı bir lejyonla gönderilen P. Crassus, Sezar'a hepsinin artık egemenliğe tabi olduğunu bildirdi. Roma halkı" Ancak bu, Adriyatik Veneti'nin uzun süredir Romalıların müttefiki olduğu ve yüz yıldan fazla bir süredir Roma eyaletinin bir parçası olduğu MÖ 1. yüzyılın ortalarıdır. Bu nedenle, bunlar Roma'ya düşman olan diğer Venediklilerdi (ya da tam tersi, Roma onlara düşmandı).
Ayrıca, Kitap III'te Julius Caesar, Veneti hakkında şöyle yazıyor: “ Bu kabile, tüm deniz kıyısı boyunca en büyük etkiye sahiptir, çünkü Venedikliler Britanya'ya giden en fazla gemiye sahiptir ve aynı zamanda denizcilik işlerinde bilgi ve deneyim açısından diğer Galyalıları geride bırakmaktadır. Güçlü ve engelsiz bir deniz sörfü ve ayrıca Venedik'in elinde olan az sayıdaki limanla, bu denizde yelken açan herkesi kendilerine bağlı kıldılar.».
Bu Veneti'ler büyük ihtimalle şu anda Fransa olan Brittany'de bulunan eski bir Kelt kabilesiydi. Ve sonra Sezar şöyle yazıyor: “ ... Savaş, Veneti'yle ve tüm sahille olan savaşa son verdi, çünkü silah taşıyabilen herkes oraya geldi, hatta en azından biraz zeka ve etkiye sahip yaşlı insanlar bile; aynı noktada ellerinde bulunan tüm gemiler her yerden toplandı. Bütün bunlar yok oldu ve hayatta kalanların saklanacak yerleri yoktu ve şehirleri nasıl savunacaklarını bilmiyorlardı. Bu nedenle tüm mallarıyla birlikte Sezar'a teslim oldular. Gelecekte barbarların büyükelçilerin haklarına daha fazla saygı duyması için onları ağır bir şekilde cezalandırmaya karar verdi ve senatonun tamamının idam edilmesini ve geri kalan herkesin açık artırmada satılmasını emretti.».
Ancak Venedikliler en azından kendi paylarına göre hayatta kaldılar, çünkü devamında (VII. kitapta) Sezar şöyle yazıyor: “ ...Alesia yakınında, Galyalılar bir prensler kongresi atadılar ve bu kongrede her topluluktan belirli bir savaşçı birliği talep etme kararı aldılar... Okyanus kıyısında yaşayan tüm toplulukları tedarik etmek zorundaydılar... Aremorluların genel adı - otuz bin; bunların arasında koriyosolitler, redonlar, ambibarialar, caletler, osismler, venetler, lexovii ve venellalar vardı...».
Venedikliler aynı zamanda günümüz Macaristan topraklarında bulunan bir İlirya halkı olarak kabul ediliyordu. Dilleri (Adriyatik'te) Romantizm grubunun Venedik dili olarak sınıflandırılır, ancak dilbilimciler Venedik dilinin dilsel bağlantılarının birçok çeşidini - Baltık'tan İtalik'e, İlirya'ya, Cermen diline ve ayrıca örneğin Trakya'ya kadar - değerlendirmişlerdir. Frigo-Illyro-Arnavut. Venedik dilini ana Venedik şehirlerine (Este ve Padua ana Venedik şehirleridir) dayanarak yeniden yapılandırmak için bilinen seçenekler vardır, bağlantı.
Venedik alfabesinin çeşitleri, sağda - “Venedik Alfabesi” kitabına göre,Andres Pääbo, Venedik Dili, 2014, bağlantı .
Bazı dilbilimciler, Adriyatik Venetilerinin, Doğu Avrupa'daki Wends'in Balto-Slav kabilesi gibi Slav kökenli olduğuna ve Keltlerle örtüşen tek bir topluluk oluşturduklarına inanıyorlar.
Bu bilgileri verdikten sonra Wends’e geçelim. Herodot, Pomponius Mela, Yaşlı Pliny, Tacitus, Ptolemy, Ürdün, Procopius onlar hakkında yazdı. Genellikle "Doğu Wends" olarak adlandırılırlar ve Baltık'tan (Vistula, Daugava, Yukarı Dinyeper'in ara akıntıları) Kuzey Karpatlar'dan geçen Tuna Nehri'nin alt kısımlarına kadar olan bölgelerde bulunurlar. Kural olarak Slav kökenleri tartışılmaz. Dahası, Wend'ler ile MS 1. binyılın ikinci yarısındaki Antes ve Sklaven'ler de dahil olmak üzere antik Slavlar arasında soybilimsel bir bağlantıyı kabul ediyorlar. Bazı nedenlerden dolayı Wikipedia, Wend'lerin neslinin tükendiğini düşünüyor ve bu üzücü olayı MS 6. yüzyıla tarihlendiriyor.
Veneti'ye ilişkin tanımlamaların MÖ 2. binyılın son çeyreğine, yani 3 bin yıldan fazla bir süre öncesine dayandığını hatırlıyoruz. Bu bakımdan doğu (ya da kuzey) Wendler, antik tarihçilerin tanımlarına göre daha gençtirler ve ilk kez M.Ö. 5. yüzyılda Herodot tarafından tanımlandıkları anlaşılmaktadır. İşte bu satırların Yunanca'dan İngilizce çevirisinde nasıl göründüğü: Avrupa'nın batıya doğru olan aşırı bölgeleri hakkında kesin olarak konuşamam; çünkü barbarların Eridanus adını verdikleri, kuzey denizine boşalan ve (hikâyeye göre) kehribarın elde edildiği bir nehrin varlığına izin vermiyorum. . .Yine de kalay ve kehribar kesinlikle dünyanın dört bir yanından bize geliyor(Herodot, 3.115). Burada Herodot, kehribarın barbarlar tarafından sözde yeri Herodot tarafından bilinmeyen ve efsaneye göre kuzey denizine akan ve bazı tarihçilere göre kuzey denizine akan Eridanus Nehri'nden getirildiğini bildiriyor. kehribar dünyanın bir ucundan Aenetes'ten (Veneti) getiriliyor. Bu pasajda doğrudan Enetler hakkında hiçbir şey yoktur.
Gotik tarihçi Jordanes, "Getae'nin Kökeni ve Eylemleri Üzerine" (MS 551) adlı eserinde Veneti'den iki parça halinde bahsetmiştir, ancak modern fikirlere göre Wend'lerden bahsetmiş veya bunlardan birini ayırmamıştır. diğer:
(1) İskit'te batıdan yaşayan ilk kabile, büyük ve görkemli nehirlerle çevrili Gepidlerdir; kuzeyde ve kuzeybatıda [bölgesi boyunca] Tisia akar; güneyden [bu bölge] büyük Danubius tarafından, doğudan ise Flutavsium tarafından kesilmiştir; hızlı ve girdaplarla dolu, öfkeyle Istra'nın sularına yuvarlanıyor. Bu nehirlerin arasında kayalık Alpler tarafından korunan bir taç gibi Dacia yatıyor. Sol yamaçlarında, Vistula Nehri'nin doğduğu yerden başlayarak kuzeye doğru inen kalabalık bir Veneti kabilesi geniş alanlara yerleşmişti. İsimleri artık farklı klanlara ve yörelere göre değişse de hâlâ ağırlıklı olarak Sclaveni ve Antes olarak adlandırılıyorlar.
Sklavenler, Novietuna şehrinden ve Mursian adı verilen gölden Danastra'ya ve kuzeyde Viskla'ya kadar yaşıyor; şehirler yerine bataklıklar ve ormanlar var. Her iki kabilenin en güçlüsü olan Antlar, Danaster'den Pontus Denizi'nin bir kıvrım oluşturduğu Danapra'ya kadar uzanır; bu nehirler birbirinden birçok geçiş mesafesinde uzaktır.
(2) Heruli'nin yenilgisinden sonra Hermanaric (MS 4. yüzyılın ortalarında yaşadı - AAK), silahlarının zayıflığı nedeniyle küçümsenmeye değer olmasına rağmen yine de Veneti'ye karşı bir ordu hareket ettirdi. Sayıları nedeniyle güçlüydük ve ilk başta direnmeye çalıştık. Ancak savaşa uygun olmayan çok sayıda kişinin hiçbir değeri yoktur, özellikle de Tanrı'nın izin verdiği ve çok sayıda silahlı adamın yaklaştığı durumlarda. Bunlar [Veneti], sunumumuzun başında kabileleri listelerken de söylediğimiz gibi, aynı kökten gelir ve artık üç isimle bilinmektedir: Veneti, Antes, Sclaveni. Her ne kadar şimdi günahlarımız nedeniyle her yerde yaygın olsa da, sonra hepsi Germanarich'in gücüne teslim oldu.
Romalı tarihçi Publius Cornelius Tacitus (MS 1.-2. Yüzyıllar) “Almanların Kökeni ve Almanya'nın Konumu Üzerine” adlı kitabında Wends'i Baltık Denizi ile Karpatlar arasına yerleştirmiştir. O yazdı:
Bu Suebia'nın sonu. Pevkins, Wends ve Fennialıların Alman mı yoksa Sarmatyalı olarak mı sınıflandırılması gerektiğini gerçekten bilmiyorum, ancak bazılarının Bastarnae olarak adlandırdığı Pevkins konuşmalarında, yaşam tarzlarında, yerleşim yerlerinde ve meskenlerinde Almanları tekrarlıyor. Herkes arasında dağınıklık, soylular arasında tembellik ve atalet. Karışık evlilikler nedeniyle görünüşleri giderek çirkinleşiyor ve Sarmatyalıların özelliklerini kazanıyorlar. Wend'ler kendi geleneklerinin çoğunu benimsemişlerdir, çünkü soygun uğruna Peucian'lar ve Fennialılar arasındaki ormanları ve dağları tararlar. Ancak daha ziyade Alman olarak sınıflandırılabilirler çünkü kendilerine evler inşa ederler, kalkan taşırlar ve yaya olarak ve büyük bir hızla hareket ederler; tüm bunlar onları, tüm hayatlarını at arabasında ve at sırtında geçiren Sarmatyalılardan ayırıyor.
Birkaç on yıl önce, MS 1. yüzyılda, Yaşlı Pliny (Romalı tarihçi) ve Pomponius Mela (Romalı coğrafyacı), Wends'i Vistula'nın doğusuna, Baltık Denizi'nin güneydoğu kıyısına yerleştirdiler. 2. yüzyılda İskenderiyeli Yunan Claudius Ptolemy, Baltık Denizi'ne Venedia Körfezi ve Karpatlar'a Venedik Dağları adını verdi. “Coğrafya”sında (üçüncü kitap, bölüm V) Wends'e çok yer ayırdı:
Avrupa Sarmatyası kuzeyde Venedia Körfezi boyunca Sarmatya Okyanusu ile sınırlıdır ve bilinmeyen bir kara parçasının bir parçasıdır... Sarmatya diğer dağlarla (Sarmatya hariç) kesişir ve bunların arasında şunlar denir: ...Karpatlar Dağı, belirtildiği gibi 46 °-48°30′ Vened Dağları 47°30′ – 55 ° Riphean Dağları, ortası 63° - 57°30′ Sarmatya'da çok sayıda kabile yaşamaktadır: Wendler - Veneds Körfezi boyunca, Dacia'nın yukarısında - Pevkini ve Bastarnae; Maeotis'in tüm kıyısı boyunca - Iazyges ve Roxolani; onların daha gerisinde ise Amaxoviyalılar ve İskit-Alanlar var. Sarmatia'da yaşayan daha az önemli kabileler şunlardır: Vistula Nehri yakınında, Wends'in altında - Giphonlar (Gitonlar), ardından Finliler; ayrıca Sulonlar (Bulanlar), onların altında Frugundionlar (Frungundionlar), ardından Vistula Nehri'nin kaynaklarının yakınındaki Avarinler (Obarinler); onların altında Ombronlar, sonra Anartopraktlar, ardından Bourgionlar, ardından Karpat Dağı yakınında Arsiitler, Saboklar, Piengitler ve Bisses gelir. Yukarıda bahsedilen kabilelerin doğusunda yaşamaktadır: Wendlerin altında - Galindler (Galidanlar), Sudinler ve Stavanlar, Alanlara; onların altında igilionlar, ardından kostoboci ve transmontana (zagora) ile Pevkin dağları vardır. Daha sonra Venedian Körfezi yakınındaki okyanus kıyısı Veltler tarafından işgal edilir, üstlerinde - Sonbaharlar, daha sonra en kuzeyde - Karbonifer, doğuda - Karestler ve Sallar (bunların altında Gelonlar, Hippopodlar ve Melanchlenler vardır); onların altında Agathirler (Agathyrs), ardından Aors ve Pagyriteler vardır; Bunların altında Savarlar (Saurlar, Saubrlar, Saurs) ve Riphean Dağlarına giden Boruskiler var...
Bu harita doğuda Kimmer Boğazı, Maeotia Gölü ve Asya Sarmatia'ya karşı Tanais Nehri ile sınırlıdır; güneyden - Pontus Denizi, aşağı Mysia'nın bir kısmı, Dacia ve Iazygian yerleşimcilerin bölgesi; batıdan - sözde Sarmat Dağları, Almanya ve Vistula Nehri, kuzeyden - Sarmatya Okyanusu'nun Venedik Körfezi ve hala bilinmeyen bir ülke.
Veneti-Venedi hakkındaki bilgileri listelemeye devam edebilirsiniz (örneğin, orijinalinde bize ulaşmamış olan son dönemin sonu - çağımızın başlangıcına ait orijinal Peutinger tablolarında), ancak bu aslında tekrarlar olacaktır. . Bazı yazarlar Adriyatik Venetlerini ve Baltık Wendlerini kehribar rengi yolla birbirine bağlar (şekle bakın), bazı yazarlar onları aslında Slav olarak tanımlar, onlar aynı zamanda Vandallar, Vinitler, Vinullar, Enets, Vindalar, İlirya Venetleri veya " bir Batı Hint-Avrupa grubu.” 1.-2. yüzyıllarda Wend'lerin yaşam alanları olduğundan Slav olarak kabul edilirler. reklam MS 1. binyılın ortasındaki Slavların habitatlarıyla örtüşüyor ve Almanca'da Slavların antik çağlardan ve sonraki tarihsel dönemdeki ortak adı, Venets ve Wends ile uyumlu olan Wenden veya Winden idi. Wend'leri, Antes'leri ve Sklaven'leri eşitleyen Jordan aslında bundan bahsetti.
Örneğin Boris Akunin'in son kitabı “Rus Devleti Tarihi” (M., AST, 2013), “Russoslavlar” bölümüne bir göz atalım. Şunu söyleyerek başlıyor “Slav kökenleri ve tarih öncesi göçle ilgili her şey çok belirsiz ve güvenilmez... Şu soruyu olumlu bir çözüm olmadan bırakıyoruz: “Slavlar Rusya'ya nerede ve ne zaman geldiler?” ve ardından Akunin şunu söylemeye devam ediyor: “Hıristiyan inancının 2. yüzyılı civarında Slavların atalarının, o zamana kadar ait oldukları halkların sayısına göre Daçya krallığını terk ettiklerini bir miktar güvenle söyleyebiliriz”. Burada sadece omuz silkebiliriz. Dacia, modern Macaristan, Bulgaristan, Sırbistan ve Ukrayna'yı biraz kapsayan kuzey Romanya ve Moldova'dır. Daçyalılar veya Getae (Yunanlıların dediği gibi), aynı zamanda Trakyalıların bir koludur, sonunda Romalılar tarafından ele geçirilir ve ardından Dacia bir Roma eyaleti haline gelir.
B. Akunin'in yazdıkları büyük ölçüde Rus tarihçiler tarafından paylaşılıyor. Başka bir deyişle Slavlar Romanya'yı ve çevre bölgeleri ancak MS 2. yüzyılda terk ettiler. Bundan önce durum tamamen belirsizdi. Aslında durum elbette böyle değildi ve bu makalenin ilerleyen kısımlarında modern Slavların ve etnik Rusların köklerinin tarihin ne kadar derinlerine indiği gösterilecek. Tarihçiler arasındaki kafa karışıklığı genellikle onlar için “Slavların” dilsel bir kategori, yani Slav grubunun dillerini konuşan halklar olmasından kaynaklanıyor. Daha doğrusu “dilbilimsel” vurgusu olan “etno-dilsel bir topluluktur”. Profesyonel tarihçiler arasında en güvenilir kaynak olarak hizmet veren Geçmiş Yılların Hikayesi'nde Slavlar, İlirya yakınlarında (burası Balkanlar'ın batı kısmı) kayıtlıdır. Ve ilerisi -
Daha sonra tarihçi, Babil Kulesi'nin yıkılmasından ve insanların ve dillerin dağılmasından bahseder: “Ve dünyayı bölen ve kura çeken Sam, Ham ve Aphet, hiçbir kardeşin payına basmadılar ve her biri kendi payına düşeni yaşıyordu. Ve tek bir dil vardı... Cennete giden bir sütun ve onun yakınında bir şehir, Babil ve bu sütun 40 yılda inşa edildi ve tamamlanamadı. Ve Rab Tanrı şehri ve sütunları görmek için aşağı indi ve Rab şöyle dedi: "İşte, tek ırk ve tek dil var." Ve Allah bu dilleri karıştırdı ve onları 70 dile ve iki dile ayırdı ve onları bütün yeryüzüne dağıttı. Allah, dilin yerinden çıkmasıyla büyük bir rüzgârla sütunu yok etti... Sütunun yıkılıp dilin bölünmesinden sonra Sam'ın oğulları doğu ülkelerini, Ham'ın oğulları da öğle oğulları'nı aldı. ülkeler."
Sırada “Yafet'in oğulları”, Sloven dilinin oluşumu ve Norik-Slovenlerin başına gelenler var: “Ve Yafet'in oğulları batıya ve gece yarısı ülkelerine geldiler. Bu 70 ve iki dilden, Afetov kabilesinden, Slovence olan Norci adı verilen bir Slovence dili vardı.”
Tarihçiler bu alıntıyı binlerce kez tekrarlayarak Slavları Illyria, Pannonia, Dacia ve Alplerin doğu yamacında, Raetia ile Yukarı Pannonia arasında, MÖ 1. binyılın ikinci yarısında var olan küçük bir eyalet olan Noricum'dan çıkardılar. . Wend'ler ne olacak? B. Akunin onlar hakkında ne diyor? Ama hiçbir şey, sadece Jordan'ın yazdıklarını tekrarlıyor. Bu, diğer tarihçiler tarafından da tekrarlanıyor. B. Akunin şöyle yazıyor: “Modern Polonya, Macaristan, Almanya, Ukrayna ve Beyaz Rusya topraklarında üç grup kabile yaşıyordu: Wendler, Antesler ve Sklavenler. İkincisi şüphesiz Slav halkıdır. Tarihçilerin Wends ve Antes hakkında farklı görüşleri var ve bu tartışmanın inceliklerini burada ayrıntıya girmemize gerek olduğunu düşünmüyorum.”
İşte bu, B. Akunin bir daha Veneti'ye dönmedi ve Veneti hakkında konuşmaya bile başlamadı. Ancak bu makalenin amacı Veneti ve Wend'ler hakkında kapsamlı bilgi vermek değil, DNA şeceresinin onlar hakkında değerlendirilmek üzere neler sunabileceğini göstermek olduğundan, antik Veneti-Vendi'nin bıraktığı varsayılan Y kromozomu DNA izlerine geçelim. ve onların torunları.
Henüz Veneti'lerin ve/veya Wend'lerin fosil DNA'sı yok, dolayısıyla çağdaşlarımızın sahip olduklarını ele alacağız. Burada ele alacağımız asıl soru, haplogruplarına göre Veneti-Venedi'lerin kim olduğu ve şu anda onların soyundan gelenlerin kim olduğudur.
Haplogrupların dallarına göre Slavlar arasında en belirgin ve çeşitli olanı haplogroup R1a'dır. Bir çalışmada (Rozhanskii & Klyosov, Advances in Anthropology, 2012), Avrupa'da R1a haplogrubunun 38 dalı belirlendi. Nadir istisnalar dışında, yaklaşık 4900 yıl önce ortak bir atayla Rus Ovası'nda başlarlar (veya devam ederler), ancak ortak ataları MÖ 2. binyılın ikinci yarısından itibaren ve MÖ 1. binyıl boyunca yaşamış olan dallara ayrılırlar. Bunun istisnaları Eski Avrupa şubesi (kökleri 7-8 bin yıl önce Avrupa'da), kuzeybatı şubeleri (R1a-L664, 5 bin yıldan daha uzun bir süre önce yaşamış ortak ata), İskandinav şubeleri (R1a-Z284, ortak ata 5 bin yıldan fazla yaşamış) 5 bin yıldan fazla bir süre önce), güneye (Kafkasya üzerinden Mezopotamya'ya, Mitanni Aryanları gibi) güneydoğuya (ve daha ileriye) göç eden güneydoğu dalları (R1a-Z93, ortak ata 5 bin yıldan fazla yaşadı) Avestan Aryanları gibi İran platosuna ve doğuya (ve daha güneyde Hint-Aryanlar gibi Hindustan'a). Genel olarak, Baltık veya Karpatlar'a yönelen ve Wends ve/veya Veneti'ye aday olarak kabul edilebilecek R1a haplogrubunun yaklaşık 20 dalı kalıyor.
Güney Slavlar arasında ifade edilen Haplogroup I2a, nüfus darboğazını ancak son dönemin sonunda aşarak ortaya çıktı ve Baltık ülkelerinde yeterince temsil edilmiyor. Bu, Veneti-Vendi için son derece beklenmedik bir aday.
Şu anda Slavlar arasında az bulunan Haplogroup I1'in Wends-Veneti için de pek olası olmadığı belirtiliyor. Menşei ülkesi bilinen 1052 grup I1 haplotipinden (FTDNA projesi) sadece 28'i Polonya'da (%2,7), 25'i Rusya'da (%2,4), 5'i Ukrayna'da (%0,5), üçü Beyaz Rusya'da ve Litvanya'da aynı sayı (%0,3), Sırbistan ve Slovenya'da birer tane. Bu örnekten toplam 8 I1 haplotipi İtalya'da (%0,8), 19'u Fransa'da (%1,8) bulunmaktadır. Belçika'daki 1094 haplotipten oluşan yakın tarihli bir örnekten elde edilen veriler, oradaki 127 kişide haplogrup I1-M253'ün bulunduğunu gösterdi; bu oran %11,6'dır. Ancak bu, halihazırda haplogroup I1'in komşu İskandinav ülkelerinde en çok temsil edildiği Avrupa'nın kuzeybatı sektörüdür. Wend'lerin I1 haplogrubuna ait olabileceğine dair ek kanıtlar elde edilirse bu olasılık dikkatle değerlendirilmelidir. Şimdilik tekrarlıyoruz, bu pek mümkün değil. Ayrıca I1 (Avrupa çapında) ve I2a (Doğu Avrupa'da) haplogruplarının "her yere" eşit şekilde dağıldığını ve her birinin bir ortak ataya sahip olduğunu da eklemek gerekir. Yani ortak ata I1 veya I2a'nın ikamet ettiği bölgeye ilişkin bir tercih söz konusu değildir. Haplotipler her yerde aynıdır; ortak ata I1, tüm Avrupa'daki herkes için aynıdır ve I2a, Doğu Avrupa'daki herkes için aynıdır. Örneğin haplogrup I1'in haplotip ağacı böyle görünüyor. 
Avrupa'daki haplogrup I1'in 800 67 işaretli haplotipinden oluşan ağaç (FTDNA Projesi verilerine göre oluşturulmuştur). Projeye dahil edilen 1378 haplotipin tamamının ortak atası 4100±450 yıl önce yaşamıştır.
Ağacın belirgin dallar olmadan neredeyse simetrik olduğu görülebilir. Doğu Avrupa haplogrup I2a'nın haplotip ağacı, 2300±300 yıl önce yaşamış ortak bir atayla yaklaşık olarak aynı görünüyor.
Haplogroup R1a'nın dalları göz önüne alındığında, Wends-Veneti'nin torunlarını ararken aşağıdaki gereksinimlere dikkat etmek mantıklıdır: Karpatlar-Baltık bölgesinde bu dalın (veya alt sınıfın) taşıyıcılarının mümkün olan en yoğun konsantrasyonu, İtalya'da ve muhtemelen Brittany'de veya Fransa kıyısında aynı şubenin temsilcileri.
Bu tür arama kriterleriyle ilgili sorunlar İtalya'da başlıyor. Orada genellikle çok az R1a haplogrubu var; ülkede yalnızca %4 ve kuzey İtalya'da %4,5 (link). Buna göre Avrupa'da bu haplogrubun taşıyıcıları arasında az sayıda İtalyan R1a var. Böylece, IRAKAZ veritabanındaki 67 ve 111 işaretleyici formatındaki 4314 haplogrup R1a haplotipi arasında, ataların yaşam bölgesi 3930 kişi için biliniyor ve bunlardan sadece 22 haplotipi (% 0,6) İtalya'dan geliyor. Aşkenazi Yahudisi ve R1a-Z93 haplogrubunun taşıyıcısı, Wends için bu son derece düşük bir ihtimal. Elbette bu 20 kişinin tamamı Baltık ülkelerinde kökleri olan aynı alt sınıfa ait olsaydı işimiz çok daha kolay olurdu ama bu olmadı. İtalya'da - haplogrup R1a'nın alt sınıflarının tüm spektrumu, çoğunluk (16 haplotip) "Rus Ovası'nın alt sınıfına" - R1a-Z280, diğer üç haplotip - Orta Avrupa (CE) şubesi R1a-M458'e aittir, bunlardan biri M458-YP263 (CE -1) ve ikisi M458-YP417 (TsE-2).
R1a-Z280 alt sınıfında yer alan İtalyan haplotipleri aşağıdaki görevlere sahiptir:
Bu tür istatistiklerle, daha doğrusu yokluğuyla İtalya'da Veneti'yi aramanın oldukça umutsuz bir iş olduğu açık. Ancak ikincil bir seçenek olarak Sırbistan'daki R1a haplotiplerine bakabilirsiniz, çünkü Sırp tarihçiler arasında M.Ö. dönemde Küçük Asya'daki eski Sırpların askeri eylemleri ve katılımları hakkında pek çok kanıt veya daha doğrusu spekülasyonlar var. Truva'nın savunmasında.
Sonuç beklenmedikti; IRAKAZ veri tabanındaki altı Sırp haplotipinin tamamının Kuzey Karpat şubesinden (SK-1) olduğu ortaya çıktı. Oradan 14 haplotipten 12'si Bosna (SK-1) vardı (diğer ikisi Baltık L366 ve Baltık-Karpat BK-1'dir. On Hırvat haplotipinden yedisi Baltık-Karpat (BK-2) ve biri her biri Doğu Karpat, Batı Karpat ve Orta Avrupalı'dır (M458). Kuzey Karpat ve Adriyatik'teki diğer Karpat şubelerinin haplotiplerinin bu kadar bol olması, İtalya'daki (dahil olmak üzere) Karpat haplotiplerinin göreceli bolluğuna yeni bir bakış atmamıza olanak sağlar. Baltık-Karpat) - yirmiden 10 haplotip, yani yarısı.
Dolayısıyla Baltık toprakları ile Adriyatik kıyısı arasındaki bağlantı, eski tarihçilerin böyle bir bağlantıya dair açıklamaları göz önüne alındığında artık çok da uzak görünmüyor. Kimsenin kapının dışında böyle bir bağlantıyı inkar etmesi pek mümkün değil, hem de neye dayanarak? Bu nedenle, haplogrup R1a'nın listelenen dallarının haplotiplerinin antik Wends-Veneti'nin torunları olabileceğini çalışma hipotezi olarak kabul ediyoruz. Geriye bu dalların kökeninin (daha doğrusu ortak atalarının yaşadığı zamanların) tarihini ve şu anda bu dallara kimlerin dahil olduğunu, hangi baskın popülasyonların, hangi ülkelerden geldiğini belirlemek kalıyor. Bu analizin ana sonuçları oldukça beklenmedikti.
İlk olarak, daha önce de belirtildiği gibi, Adriyatik'te (Balkanlar ve İtalya), Baltık, Kuzey (Kuzey Karpat ve Kuzey Avrasya) ve Karpat kolları temsil edilmekte ve hatta egemenlik altına alınmakta olup, bunlarda esas olarak Slavlar (Polonyalılar ve Ruslar) temsil edilmektedir.
İkincisi, bu Slav dallarının MÖ 3. binyıl, MÖ 2. binyıl ve MÖ 1. binyılda yaşamış eski ortak ataları vardır. MS ilk yüzyıllarda ve özellikle MS 1. binyılın ortasında "Slavların doğuşundan" söz edilmiyor. ve olamaz. Haplogroup R1a'nın modern (ağırlıklı olarak) Slav dallarının ortak ataları yaklaşık 4900 yıl önce, MÖ 3. binyılın başında yaşadı.
Üçüncüsü, herhangi bir spesifik "Vendish şubesini" R1a haplogrubunun dallarından izole etmek mümkün değildir. Tüm Baltık, kuzey, Karpat şubeleri Polonyalılar ve Ruslar, daha az ölçüde Almanlar, hatta daha az ölçüde Ukraynalılar ve Belarusluların hakimiyetindedir; geri kalanlar Avrupa'ya nispeten küçük miktarlarda dağılmışlardır ve esasen Baltık, Karpat'ı temsil etmezler. ve Wends ve Veneti'nin büyük olasılıkla torunları olan haplogrup R1a'nın kuzey dalları.
Dördüncüsü, üçüncünün bir sonucu olarak, R1a haplogrubundaki modern Polonyalıların, Rusların, Almanların, Ukraynalıların ve Belarusluların çoğunluğu Wends ve Venets'in torunları olarak kabul edilebilir, ancak Venets ve Wends arasındaki ilişki şu nedenlerden dolayı sorunlu olmaya devam etmektedir: İtalya'da R1a haplogrubunun genişletilmiş haplotiplerinin az sayıda taşıyıcısı.
Bu hükümleri açıklayalım. Birinci soru: MÖ 2. binyılın ikinci yarısında olsaydı ve R1a haplogrubuna ait olsaydı, Truva ve Adriyatik'in ilk Veneti'si kim olabilirdi (eski tarihçilere göre)?
Haplogrubun Z280 alt sınıfının en eski SNP'lerinin diyagramının parçasıY kromozomunun genomik analizinin sonuçlarına dayanarak
Haplogroup R1a'nın Z280 alt sınıfı yaklaşık 4900 yıl önce oluştu. Bu sözde "Rus Ovası'nın alt sınıfı". IRAKAZ veritabanındaki tüm haplogrup R1a taşıyıcılarının %30'unu oluşturur ve tanımlanmış SNP'lere sahip 4049 haplotip içerir. Haplogrup R1a'nın geri kalan ana alt grupları İskandinav Z284 (%27), Avrupa L458 (%16), güneydoğu Z93 (%14) ve Avrupa kuzeybatı L664'tür (%10).
Başka bir deyişle, R1a haplogrubundaki Slavların ortak atası, yani Z280 alt sınıfının çoğunu oluşturanlar, yaklaşık 5000 yıl önce Rus Ovası'nda yaşıyordu. MS 2. yüzyılda Dacia'dan ortaya çıktıklarından söz edilemez. Bununla birlikte, tarihçilerin Slavları I2a haplogrubunun taşıyıcıları olarak anlamaları mümkündür (tabii ki I2a'nın ne olduğunu ve haplogrubun ne olduğunu anlamadan) ve o zaman bu olabilir. Nitekim haplogroup I2a, son dönemin sonunda (yaklaşık iki bin yıl süren bir nüfus darboğazından geçtikten sonra) yeniden canlandırıldı ve görünüşe göre Tuna ve Karpatlar'da yeniden canlandı. Karpatlar Dacia'nın merkezinde bulunuyordu. Ancak bu, Slavların en genç grubudur. Tarihçiler, sınırsız bilgelikleriyle, bu en genç Tuna Slav grubuna odaklanıyor ve onu MS 1. binyılın tüm Slavları olarak kabul ediyorlar. Ve Slav dilleri bu gruptan çıkıyor ve Slavların tarihi ve oradan da 5-6. Yüzyılların tarihlemesi ortaya çıkıyor. reklam "Slavların tarihi arenada ortaya çıkışı" olarak. Ancak bunlar esas olarak (veya yalnızca) haplogroup I2a'nın Slavlarıdır. Haplogroup R1a'nın Slavları dikkate alınmaz. Ve iki buçuk bin yıl öncesine uzanan bir geçmişleri var.
Tarihçilerin bu fikirleri nereden geldi? Temel olarak - yukarıda bahsedilen aynı "Geçmiş Yılların Hikayesi" nden ve tarihçilerin Slavları İlirya'dan, sonra Pannonia'dan, sonra Dacia'dan, sonra doğu yamacındaki Norik'ten çıkardığı (veya yorumladığı) aynı "Geçmiş Yılların Hikayesi" nden. Alpler. Ve bu çıkarımların bir sonucu olarak, tarihçiler bu yerlerin arkeolojisini (büyük olasılıkla haplogroup I2a Slavlarına da aitti) dikkate alarak, V-VI yüzyıllarda Slavların oluşumunun temelini attılar. reklam.
Bir süreliğine "Geçmiş Yılların Hikayesi" ne dönelim ve eski tarihçinin Slavları nasıl ve nerede çıkardığına daha yakından bakalım, çünkü bu kaynak, tarihle ilgilenen tarihçilerin büyük çoğunluğunun modern anlayışının temelidir. Slavlar. Bunu anlamak önemlidir, çünkü DNA şecere, aşağıda göstereceğimiz gibi, çok daha eski tarihleri ve Slavların eski yerleşim yerlerinin diğer bölgelerini verir, eğer Slavlar derken dilsel tanımları kastetmiyorsak ve Geçmiş Yılların Hikayesi'nin söylediklerini kastetmiyorsak ( veya nasıl anlaşıldığı ve yorumlandığı) ve modern Slavların doğrudan ataları - Ruslar, Ukraynalılar, Belaruslular, Polonyalılar, Sırplar ve çoğunluğu R1a haplogrubunun taşıyıcıları olan diğer Doğu Avrupa sakinleri. Sırplar, Hırvatlar, Slovenler vb. gibi Balkanlar arasında R1a haplogrubu taşıyıcılarının büyük olasılıkla MÖ 1. binyılda ortadan kaldırıldığı unutulmamalıdır. - MS 1. binyılda ve onların yerini, ancak son dönemin sonunda Tuna ve Karpatlar'da yeniden canlanan haplogroup I2a'nın taşıyıcıları aldı. İşte MS 1. binyılın ilk yarısındaki hareketleri. ve tarihçiler bunu "Slavların kökeni" olarak kabul ederek gözlem yapıyorlar.
Afetov bölümünde Rus', Chud ve tüm diller var: Merya, Muroma, Vse, Mordovyalılar, Zavolochskaya Chud, Perm, Pechera, Yam, Yugra, Litvanya, Zimigola, Kors, Letgola, Lib. Lyakhov ve Prusya ve halk Vyarya Denizi'ne oturacak. Varegler aynı deniz üzerinden doğuya Simov sınırına kadar seyahat ederler, aynı deniz üzerinden batıya, Agaryan ülkesine ve Voloshskie'ye giderler.
Yafet'in nereden geldiğini hatırlayalım:
Tufandan sonra Nuh'un 3. oğulları dünyayı bölüştüler: Şem, Ham, Afet. Yasya vostok Simovi: Persida, Vatr, hatta İndikiya'ya... Khamovi öğle kısmının bir parçasıdır: Mısır, Etiyopya... Ve Afetov gece yarısı ülkesi ve batı: Medya, Olvania, Ermenistan Küçük ve Büyük, Kapodokya, Feflagoni, Galatia, Kolkhys, Vosporii, Meoti, Derevi, Sarmati, Tavriani, Skufia, Fratsi, Makedonya, Dalmaçya, Molosi, Thesalia, Locria, Pelenia, hatta Poloponis bile çağrılacak, Arcadia, Ipirinoya, Ilurik, Slovenya, Luhitia, Andriakia, Andriatinskaya uçurumu. Ayrıca adalar da var: Britania, Sicelia, Evia, Rodon, Chion, Lezvona, Kufiran, Zakunfa, Cephalinia, Ifakina, Kerkura ve her ülkenin bir kısmı ve Onia olarak adlandırılan ve Mida ile Babil arasında akan Dicle Nehri; Ponetsky Denizi'ne, gece yarısı ülkesine, Tuna'ya, Dinyeper ve Kafkas Dağları'na, Ugorskaya nehrine ve oradan nehre, hatta Dinyeper'a ve diğer nehirlere: Desna, Pripet, Dvina, Volkhov, Volga, ve doğuya gidenler Simov tarafına.
Afetov’un kabilesi ve ardından: Varegler, Svei, Urmanlar, Gotlar, Ruslar, Aglianlar, Galiçyalılar, Volokhovlar, Romalılar, Almanlar, Korlyaziler, Veneditsi, Fryagovlar ve diğerleri, öğle vakti batıdan çömelip Ham kabilesiyle oturuyorlar.
Gördüğümüz gibi tarihçi burada Wend'lerden de bahsediyor. Tarihçi, Babil Kulesi'nin yıkılmasından, insanların ve dillerin dağılmasından söz etmeye devam ediyor:
Toprağı bölüp kura çeken Şem, Ham ve Afet, başka kimsenin payına girmediler ve her biri kendi payına göre yaşadı. Ve tek bir dil vardı... Cennete giden bir sütun ve onun yakınında bir şehir, Babil ve bu sütun 40 yılda inşa edildi ve tamamlanamadı. Ve Rab Tanrı şehri ve sütunları görmek için aşağı indi ve Rab şöyle dedi: "İşte, tek ırk ve tek dil var." Ve Allah bu dilleri karıştırdı ve onları 70 dile ve iki dile ayırdı ve onları bütün yeryüzüne dağıttı. Allah, dilin yerinden çıkmasıyla büyük bir rüzgârla sütunu yok etti... Sütunun yıkılıp dilin bölünmesinden sonra Sam'ın oğulları doğu ülkelerini, Ham'ın oğulları da öğle oğulları'nı aldı. ülkeler.
Afetov'un oğulları batı ve gece yarısı ülkelerine geldi. Bu 70 ve iki dilden bir Sloven dili vardı, Afetov kabilesinden bunlara Sloven olan Norci deniyordu.
Daha sonra Slovenlerin Tuna boyunca yerleşimi ve Tuna'dan kuzeye ve doğuya, İlmen Gölü'ne ve Novgorod'a kadar ve (hiç kuzeyde olmayan) kuzey kabilesine kadar olan farklılıkları ve neden bu şekilde çağrılması bilinmiyor):
Çoğu zaman, şu anda Ugria ve Bulgar topraklarının bulunduğu Dunaevi boyunca uzanan köyler Slovenya'nın özüdür. Bu sözlerden yeryüzüne yayıldı ve nerede oturduğu, nerede oturduğu kendi isimleriyle anılmaya başlandı. Sanki Morava adına nehirde oturmaya gelmiş ve Morava lakaplıydı ve arkadaşları ona böyle seslenmişti. Ve aynı Slovenyalılar: Tuna Nehri'nde Slovenleri bulup içlerine oturup onları zorlayan Hırvatlar Belii, Serp ve Khorutans Volokh. Sloven Ovi geldi ve Vistula'ya oturdu ve Lyakhov lakaplıydı ve bu Lyakhov'lardan onlara Polyane, Lyakhov'un arkadaşları - Lutitsa, bazı Mazovşanlar ve bazı Pomeranyalılar deniyordu.
Aynı şekilde, aynı sözler geldi, Dinyeper boyunca at sürdü ve açıklığa ilaç verdi ve köylülerin arkadaşları ormanlarda oturdu ve arkadaşlar Pripetya ile Dvina arasında oturdular ve Dregovichi'ye ilaç verdiler ve diğeri oturdu. Dvina ve Polotsk'u uyuşturdum, nehir uğruna, Polota adıyla Dvina'ya aktım, bundan Polotsk lakaplıydı. Slovenya, Ilmera Gölü yakınında bulunuyordu ve kendi adıyla anılıyordu ve bir şehir kurdu ve Novgorod adını aldı. Ve arkadaşlar Desna'da, Semi'de ve Sula'da oturuyorlar ve kuzeye gidiyorlar. Ve böylece Sloven dili ortadan kayboldu, bu yüzden ona Slovence harfi denildi.
Wend'lerden artık burada bahsedilmiyor. Burada tarihçinin eski yazarların bilgileriyle açık bir tutarsızlığı var. Ve sonra ilginç bir hikaye var. Normanistler genellikle "Geçmiş Yılların Hikayesi" nin şu hükmü içerdiğini yazar: "Ama Slav halkı ve Ruslar birdir; sonuçta onlara Varanglılardan Rus deniyordu ve Slavlar olmadan önce." Aslına bakılırsa, PVL bu bakımdan gözle görülür bir çelişki göstermektedir, çünkü Normanistler tarafından alıntılanan ifade metinde, Rus kelimesinin daha eski bir bağlamda geçen sayısız ifadesinden çok daha sonra yer almaktadır. Bakalım PVL'de rus, Rus ve türevleri kelimelerinin hangi yerlerinde göründüğünü görelim:
Afetov'un tarafında Ruslar, insanlar ve tüm diller oturuyor...
- Afetov'un kabilesi ve o: Varanglılar, Svei'ler, Urmanlar, Gotlar, Ruslar, Agliyanlar, Galiçyalılar...
- Rusya'dan Volza boyunca Bulgarlara ve Khvalis'e, doğuda Simov bölgesine, Dvina boyunca Vareglere, Vareglerden Roma'ya, Roma'dan kabileye gidebilirsiniz. Khamov'un.
- Ve Dinyeper, Petrov'un kardeşi kutsal Havari Andrew'un öğrettiğine göre, Rus denizi gibi üç kanaldan Pontus Denizi'ne akıyor.
- Rusya'da yalnızca Slovence dili vardır: Polyanlar, Derevlyanlar, Novgorodiyanlar, Polokanlar, Drygovichiler, Severolar, Böcek boyunca oturan Buzhanlar ve sonra Volynyalılar.
- Ve Ruslara saygı duruşunda bulunan diğer diller şunlardır: Chud, Ves, Merya, Muroma, Cheremis, Mordovyalılar, Perm, Pechera, Yam, Litvanya, Zimigola, Kors, Neroma, Lib...
- Ve bugüne kadar Rusya'da bir benzetme var: Bir Aubri gibi yok oluyorlar, onlar ne bir kabile ne de bir miras.
- Falanca: önce sahip olurlar, sonra sahip olurlar; olduğu gibi: Rusya'nın Kozarları ve prensleri bu güne kadar savaşmaya devam edecek.
- 6360 yazında indeks 15'te Mikhail'i kral yapmaya başladım ve oraya Rus Toprağı adını vermeye başladım. Bununla ilgili olarak Yunan kroniklerinde yazılana göre Çar Rus'un Çargrad'a geleceğini öğrendim...
Artık Bizans İmparatoru III. Michael'ın tahta çıktığı 842 yılına ulaştık. Ve Rus olarak adlandırılan Kara (Pontik) Deniz'i ve Rus'un Japheth kabilesindeki Vareglerle paralelliğinden birçok kez bahsedildiğini ve çok daha fazlasını görüyoruz. Varanglıların Rus'un Rus'u olarak adlandırdığına dair henüz bir kanıt yok ve bu, bağlama hiç uymuyor. Ve ancak daha sonra tarihçi, Varanglıların yurt dışına sürülmesini anlattıktan sonra, aniden Slavlar adına, ancak üçüncü şahıs olarak iyi bilinen bir cümle yazar:
6370 yazında. Ve Varanglıları yurt dışına sürdüm, onlara haraç vermedim ve kendi içlerinde su çekmeye başladım. Ve içlerinde doğruluk olmasaydı, nesiller nesilden nesile geçecek, aralarında çekişmeler çıkacak ve kendileri de ellerinden geldiğince savaşacaklardı. Ve Rkosha: "Bize liderlik edecek ve sağdan sıraya girmemizi emredecek olan prensi kendimizde arayalım." Yurt dışına, Varanglılara, Rusya'ya gittim. Sitsa, sen Varanglılara Rus diyorsun, tıpkı tüm Druzilere Sve denildiği gibi, Druzilere de Urmani, Anglyanlar, Ini ve Gote, Tako ve Si... Ve o Varanglılardan buraya Rus Toprağı deniyordu.
İşte hikaye. Kimseyi bilmiyorum ama bunda "Rus topraklarının Varanglılar tarafından lakaplandırılmasında" ve ayrıca Varanglıların daha önce Rus'a paralel yürümelerine rağmen "Rus" olduğu gerçeğini görüyorum ( Yukarıdaki ikinci alıntı), belli bir çelişki. Görünüşe göre tarihçi aniden Varanglılara fayda sağlamaya karar vermiş ve anlatının çizgisini bozmuş. Ve tüm “Norman teorisinin” dayandığı şey budur.
Haplogrup I2a'nın Güney Slavları ile haplogrup R1a'nın Doğu Slavları arasındaki ilişkiyi anlayıp kabul ettiğimizde, birçok çelişki çözülür - hem Slavların modern tarihçiler tarafından onlara atfedilenden çok daha eski olduğu gerçeği, hem de Doğu Slavların (haplogroup R1a) aynı haplogrubun tarihi Aryanları ile yakın ilişkisi ve Doğu Slavların Aryanların yakın akrabaları olan İskitlerle yakın ilişkisi ve “Avestan Aryanları” (diğer adıyla) terimlerinin doğru anlaşılması “İranlılar”), “Hint-Aryanlar”, “Mitanni Aryanları”, dilsel terimler olarak değil, kalıtsal, soybilimsel, modern etnik Ruslarla atalardan kalma bağlantıyı gösteren terimlerdir. Ve etnik Ruslar, tanım gereği, nesiller öncesinden atalarının ana dili olan Rusçayı ana dilleri olarak kullanan ve tarihi Rusya Devleti sınırları içinde modern Rusya Federasyonu topraklarında yaşayan kişilerdir.
Bunu anladıktan ve anladıktan sonra, Z280 alt sınıfının yapısına ve onun Veneti-Venedi ile olası soybilimsel bağlantısına dönüyoruz. Yukarıdaki diyagram Z280 - Z92 (Kuzey Avrasya), S24902 (Orta Avrasya, dal 1) ve CTS1211'in (Doğu Avrasya) en eski üç alt sınıfını göstermektedir. Pek çok hayran Z92 alt sınıfına "Vendish" diyor, ancak kesin olarak konuşursak, diğer ikisi, onların alt sınıfları ve bir dizi diğer alt sınıf bu isimde Z92'den daha aşağı değil. Bunu düşünelim.
Haplogroup R1a'nın Kuzey Avrasya dalı (alt sınıf Z92). Aşağıdaki şema, Kuzey Avrasya dalının Z685 ve Y4459 olmak üzere iki ana alt dal içerdiğini göstermektedir. Alt sınıfların yanındaki sayılar kaç tane SNP'nin, yani geri dönüşü olmayan mutasyonların alt sınıfları ayırdığını gösterir ve kaba tahminler bir sonraki SNP'nin oluşumu için ortalama 140-160 yıl verir. Başka bir deyişle, bu, alt sınıfların oluşumunun kronolojisini hesaplamak için başka bir bağımsız önlemdir. Henüz belirlenmemiştir, tarihleme tamamen geçicidir, ancak koşullu bir test seçeneği olarak bu yaklaşım faydalıdır. Haplotipleri ve içlerindeki mutasyonları dikkate almadan, Z92'nin "yaşının" Z280'den "daha genç" dört SNP olduğunu, yani Z92'nin yaklaşık 4200-4300 yıl önce oluştuğunu tahmin etmek zaten mümkün. 67 işaretleyici formatında (aşağıdaki şekilde) 263 haplotip esas alınarak yapılan hesaplama, Z92'nin 4045±400 yıl önceki "yaşını" verir, bu da kesmelerden elde edilen 4200-4300 yıl önceki değerle hesaplama hatasına denk gelir.
Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin SNP'lerinin şeması. Z685 ve Y4459 SNP'lerine sahip iki ana azalan dal gösterilmiştir (her biri Z92 ana alt sınıfından bir SNP) ve ardından aşağıdaki dallara bölünmüştür. Aşağıdaki sayılar R1a-Z280'den günümüze kadar olan toplam kesme sayısıdır. Diyagram, BigY ve YFull (2014) verilerine dayanarak Tagankin ve Milevsky tarafından oluşturulmuştur.
Diyagram ayrıca her iki alçalan alt kanadın (Z685 ve Y4459) Z92'den yalnızca bir SNP "daha genç" olduğunu gösteriyor. Başka bir deyişle, yarı niceliksel bir değerlendirme, her iki alçalan dalın - alt sınıfın "yaşını" yaklaşık 4000 yıl verir.
Bu varsayımları bir haplotip ağacı ve tersine çevrilebilir mutasyonlara ilişkin hesaplamalar kullanarak kontrol edelim. Ağaç, Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin 67 işaretleyici formatında 253 haplotipinden oluşur. Ağaç oluşturma programı onu Z92, Z685 ve Y4459 SNP'lerine karşılık gelen üç dala ayırdı. Haplotiplerdeki mutasyonlara dayalı hesaplamaların gösterdiği gibi, ebeveyn Z92'nin "yaşı" 3790±350 yıl, yani tahmin edilen yaklaşık 4000 yıla yakındır ve her iki inen dalın da 3200±360 ve 3100±460 yıl önceki ortak ataları vardır. , hata hesaplamaları ile örtüşmektedir. Her üç dalın (yani ağacın tamamının) ortak atası 4045 ± 400 yıl önce yaşamıştır.
Kesitlere dayalı yarı niceliksel hesaplamaların (Şekil 5'teki diyagram), tarihlendirme konusunda bazı fazla tahminler verdiğini görüyoruz - Z92 için önemsiz (hesaplama hatası dahilinde), ana alt sınıfları için ise %25-30 oranında. Bunun nedeni aslında Z92 ile alt iki alt sınıf arasında birden fazla SNP bulunması ve bunların henüz bulunamaması veya SNP'nin 140-160 yaşında veya daha fazla olması olabilir. Gerçekten de, birden fazla tahmin bazı durumlarda kesit başına 180-200 yıla ulaşıyor. Bunu sadece popülasyon genetikçilerinin haplotiplerdeki mutasyonlara dayalı hesaplamalarda ustalaşmamak için SNP'leri kullanarak hesaplama yapmanın çok daha doğru olduğunu iddia etmeleri nedeniyle yazıyorum. Elbette bu henüz durumdan çok uzak. SNP yöntemi kesinlikle umut vericidir, ancak yalnızca DNA hatlarındaki çok sayıda SNP ve kanıtlanmış ve test edilmiş kalibrasyonlar için. Bu henüz mevcut değil. 
R1a-Z280 haplogrubunun Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin 253 67 işaretli haplotipinden oluşan ağaç. Daha eski dal olan Z92 (sağda), ortak atanın “yaşı” 3790±350 yıl olan 80 haplotipten oluşur, toplam 173 haplotip içeren iki genç dal (sol üstte ve altta çift) “yaş”a sahiptir. ortak atamızın yaşı (üstten saat yönünün tersine) 3200±360 ve 3100±400 yıldır, bu da hesaplama hatası sınırları dahilindedir. Her üç dalın (yani Z92 ağacının tamamının) ortak atası 4045±400 yıl önce yaşamıştır.
Böylece, Kuzey Avrasya alt sınıfı Z92'nin ortak atası, Truva Savaşı'ndan neredeyse bin yıl önce yaşadı ve onun torunları, iki ana azalan alt sınıfın torunları ile birlikte, elbette, en genç alt sınıflar hariç, Veneti'nin bir birliğini oluşturabilirdi. Yukarıdaki diyagram.
Yani, eğer R1a-Z92 alt sınıfı gerçekten Venedik ise ve ortak atası MÖ 3. ve 2. binyılların kavşağında yaşamışsa, onun yavru DNA çizgileri 3100-3200 yıl önce, yani yaklaşık olarak MÖ 2. binyılın sonunda yaşadı. o halde bu, eski tarihçilerin ifadeleriyle çelişmiyor. En eski DNA dizisi olan Z92 şu anda çoğunlukla Polonya (%36), Rusya (%20), Almanya, Ukrayna ve Litvanya'dan (her biri 7) gelen nesilleri içermektedir; geri kalan haplotipler (toplamın %23'ü) Avrupa'nın birkaç düzine bölgesidir; . Junior DNA hatları farklı bir popülasyon yapısına sahiptir ve Rusya (%52), Ukrayna, Polonya ve Litvanya (her biri 8), Beyaz Rusya ve Finlandiya (her biri 6), İngiltere'den (%4) haplotipleri içerir, geri kalanı tek haplotiplerdir ( Almanya'da eski şubenin aksine bir buçuk yüz haplotipten yalnızca üçü vardır). Yani Wendish haplotiplerinin MÖ 2. binyılın başından itibaren atanması. Hiçbir sebep olmadan Almanya'ya. Modern İngiltere ve Finlandiya topraklarındaki kapanımlar hariç, Doğu Slav kökenlidirler.
Antik tarihçilerin çevredeki tüm halklara tepeden bakma alışkanlığı, modern etnografik araştırmaları zorlaştırmaktadır. Sağladıkları bilgiler çoğu zaman çelişkili ve yanlışlıklarla doludur. Bu tutumun kurbanlarından biri de Wend'lerdi. Gerçekte kim olduklarını bir bilim doktoru bile cevaplayamaz. Bilim adamlarının resmin tamamını yeniden oluşturmaya çalıştığı yalnızca bilgi parçaları var.
Romalılar Wends'i kime çağırdı? Nasıl yaşadılar?
Bu kabile grubu çok uzun zaman önce antik tarihçilerin dikkatini çekmişti:
- Bunlarla ilgilenen ve onlara ortak bir jenerik isim veren ilk kişi, eski Yunan bilim adamı Strabon'du. Coğrafyasında "Vennonları" Kuzey İtalya'nın Konstanz Gölü yakınlarındaki bölgesinin sakinleri olarak tanımladı;
- Antik Romalı meslektaşı Yaşlı Pliny, Wend'leri Baltık'ın sakinleri olarak tanımlıyor;
- Benzer veriler Ebedi Şehir'den başka bir tarihçi Claudius Ptolemy tarafından da sağlanmaktadır;
- Milliyetin en kapsamlı tanımı Publius Cornelius Tacitus'un etnografik eseri " Germania " da verilmektedir. Araştırmacı, Venedikliler ile Almanların günlük yaşam ve ekonomi açısından benzerliklerine dikkat çekiyor, ancak dil ve etnik köken açısından benzerlik yok.
Kadim risalelerin lafzına göre Wend'lerin yaşam tarzı şöyleydi:
- Ana meslekleri hayvancılıktı;
- Çobanlar küçük kıyı yerleşimlerinde veya ahşap kütüklerden yapılmış yapay adalarda yaşıyorlardı;
- Metali biliyorlardı ama kendileri işlemiyorlardı (komşularından satın alıyorlardı);
- Ölen akrabalarını yaktılar ve külleriyle birlikte çömleği toprağa gömerek toprak yığınlar yaptılar.
Bu tür isimlere sahip diğer halklar
Bu etnik isim bazı durumlarda diğer halkları belirtmek için kullanılır:
- Kelt Veneti Roma eyaleti Brittany'de yaşayan bir grup kabilenin adı. Oldukça gelişmiş bir kültürün taşıyıcılarıydılar: tepelere kaleler inşa ettiler, tahtalardan ve çivilerden gemiler inşa ettiler. Demir Çağı'ndan itibaren bazıları, Devon ve Cornwall'daki kalay madenciliğini kontrol ettikleri Britanya'ya yelken açtı;
- Paleoveneti Kuzeydoğu İtalya'da yaşadı. En büyük refahlarına MÖ 4. yüzyıldan 4. yüzyıla kadar ulaştılar. e. Balıkçılık, hayvancılıkla uğraştılar, tahıl ve üzüm yetiştirdiler. MÖ 2. yüzyıldan sonra. e. Roma İmparatorluğu'nun etkisi altına girdi ve yavaş yavaş onun tarafından asimile edildi;
- İtalyanca Veneti, Veneto veya Venedik bölgesinin sakinleridir. Bu etnonimin bu topraklarda yaşayan eski Romalıların çağdaşlarıyla herhangi bir ilişkisi olup olmadığı bilinmemektedir.
Kabilelerin isimlerinin etimolojisi, ikamet ettikleri coğrafyadan daha az ilginç değildir. Kelimenin kökünün Proto-Hint-Avrupa dilindeki "uen" kelimesinden geldiğine inanılıyor ve şu anlama geliyor:
- Kovalama;
- İstek;
- Aşık olmak.
Antes ve Wends (Venetas)
Bizans bilim adamları kabile grubunun imajına birçok yeni şey getirdiler. Doğu Roma İmparatorluğu'nun yazarları arasında en büyüğü, 550-551'de tarihi ve coğrafi “Getica” eserini yazan Jordanes'ti:
- Venetileri, yerleşim yerleri Vistula Nehri'nin (modern Polonya) kaynağında başlayan ve "büyük bir yeryüzü alanını" işgal eden, hızla gelişen bir halk olarak tanımlıyor;
- Tarihçi kabile için alternatif isimler veriyor: Antes ve Slovenler. Germanaric yönetimindeki Gotlar tarafından fethedildiler;
- Jordanes, “Veneti” ve “Antes” isimlerini eşanlamlı olarak kullanan tek antik yazardır. Peitinger Tableti (antik bir Roma haritasının ortaçağ kopyası), Tuna ve Baltık çevresindeki bölgede yaşayan kabileler arasında ayrım yapar;
- Modern tarih bilimine göre Antes ve Veneti farklı kabileler olarak kabul edilir.
- Rus Slav araştırmalarında, 19. yüzyıldan beri hakim bakış açısı, Veneti ve Antes'in Doğu Slav kolunun ataları olarak kabul edilmesiydi: birincisi batı, ikincisi doğu. Bu bakış açısı bilim camiasında pek çok rakip bulmaktadır.
Modern Slavların ataları mı?
Venetilerin Slav kökenlerine sahip olmasına karşı en yaygın argümanlar arasında:
- Antik kaynaklardan anlaşıldığına göre Slavlar ve Proto-Slav kavim oluşumları hiçbir zaman “Vend(t)y” kelimesini kendi adları olarak kullanmamışlardır. Yalnızca Greko-Romen kaşifler tarafından kullanıldı;
- Alman dilbilimci A.M Schenker'e göre, erken Slav dillerinin kelime dağarcığı herhangi bir denizcilik terminolojisi içermiyor. Buna inanmak için bir neden var ön-Slavlar Baltık Denizi kıyılarına hiç gitmedim;
- Filolog Georgy Khaburgaev, Romalı ve eski Yunan bilim adamlarının komşu halklara ilişkin açıklamalarında sıklıkla birbirleriyle çeliştiklerini belirtiyor. Bu tür bir kafa karışıklığı, Slavogenez konusundaki modern araştırmaları engellemektedir;
- Kabilenin Prusya veya Cermen olarak antik Roma yorumu bilinmektedir;
- Öyle olsa bile, Proto-Slav topluluğunun oluşumu Baltık kıyılarının sakinleriyle doğrudan temas halinde gerçekleşti. İkincisi, komşularına birçok hidronim verdi ve onlara "k" ve "g" ünsüzlerini verdi.
Sloven milliyetçiliği bağlamında
Uzun süre komşularının gölgesinde kalan ve Avusturya-Macaristan'ın baskısına maruz kalan Slovenler, bu özel tekniğe başvurmaya karar verdiler:
- “Venedik teorisinin” destekçileri, Slovenlerin atalarının Doğu Alplerden gelmediğini, her zaman modern Slovenya topraklarında yaşadıklarını;
- Bu eski halklar Slavlar değil, Orta Avrupa ve Kuzey Türkiye'de yaşayan Wend'lerdi;
- Eski Slovenler, Kuzey İtalya sakinlerinin kelime dağarcığı üzerinde önemli bir etkiye sahipti. İddiaya göre toponimide ve bazı kültürel anıtlarda izlenebiliyor;
- Teori, 20. yüzyılın 80'li ve 90'lı yıllarının başında kamuoyunda geniş bir tepki yarattı. Sosyalist kampın çöküşünün zemininde ortaya çıkan ulusal öz farkındalığın yükselişi, alternatif tarihsel bilgi için verimli bir zemin haline geldi;
- Bugün, teorinin taraftarları tarafından öne sürülen tüm argümanların savunulamaz olduğu kabul edilmektedir. Buna rağmen hâlâ yurtsever toplumlardan ve bir takım aydınlardan önemli destek görüyor.
Slav kavimlerinin kökenine dair pek çok tarihçi, pek çok görüş var. Sosyalist kampın çöküşü, bugün kendilerini antik Wends'in torunları olarak gören Doğu ve Orta Avrupa sakinleri arasında milliyetçi enerjiyi serbest bıraktı. Eski Yunanlılar ve Romalılar kuzeydoğu komşularına böyle diyorlardı.
Video: Zadornov, Veneti hakkında
Bu videoda ünlü hicivci Mikhail Zadornov, Wend'ler hakkında ne hissettiğini ve onlar hakkında ne düşündüğünü size anlatacak:
Tarih galipler tarafından yazıldığı için bu bilimin güvenilirliği uzun süredir sorgulanmaktadır. Yine de, modern neslin, insanların uzak, uzak geçmişte nasıl yaşadıklarını en azından yaklaşık olarak hayal etme fırsatına sahip olması onun sayesinde. Antik Wends gibi bir halkın kaderini öğrenelim. Pek çok eski yazar onlar hakkında yazdı ve onları harika olarak nitelendirdi, bu nedenle bugün birçok kişi onları ataları olarak adlandırmayı hayal ediyor. İddialar adil mi? Hadi öğrenmeye çalışalım.
Wend'ler kimdir?
Enets, Venets, Wends, Vendas veya Vindas, Baltık kıyılarından kuzey Karpatlar'a ve Tuna Nehri'nin aşağılarına kadar olan bölgede yaşayan kabilelerin isimleridir.
Bu etnonim aynı zamanda geleneksel Wend'lere yakınlığı bir tesadüf olan diğer halkları belirtmek için de kullanılıyor. Her ne kadar onlarla ilişkili olsalar da. Sonuçta, bu kabilelerin ilk yazılı sözleri 13.-8. Yüzyıllara kadar uzanıyor. M.Ö e. Bu, geçtiğimiz yüzyıllarda Wends olarak adlandırılan kabilelerin doğal yaşam alanlarını terk edip, yerli sakinleriyle karışarak yeni bölgelere yerleşebildikleri anlamına geliyor.
Peki daha sonraki dönemin hangi halkları bu etnik ismi kullandı?
- Paleovenetes kuzeydoğu İtalya'da yaşıyordu. Onların altın çağı 4. yüzyıla kadar uzanıyor. M.Ö e., 2. yüzyılda Romalılar tarafından fethedilinceye kadar. ve yavaş yavaş asimile olmadı. Başlıca faaliyetleri balıkçılık, avcılık, tahıl ve üzüm yetiştirmekti.
- Roma'nın Brittany eyaletinin bazı sakinleri kendilerine "Kelt Veneti/Vendi" adını verdiler. Ana meslekleri madencilikti (özellikle kalay). Ayrıca metal çiviler ve dikilmiş kaleler kullanarak ahşap gemilerin nasıl inşa edileceğini de biliyorlardı.
- İtalyanca'da Venedik'e Veneto denir . yüzünden Bu nedenle bazı bilim adamları bu bölgenin eski sakinlerinden birinin Veneti veya Wends olduğuna inanıyor. Bu açıklama henüz doğrulanmadı. Öte yandan bunu kimse çürütemezdi.
Veneda antik kentinin efsanesi
Bir grup kabilenin adı olmasının yanı sıra bu terim genellikle efsanevi bir batık şehirle de ilişkilendirilir. Baltık'ın Atlantis'i denir - burası Veneda veya Vineta şehridir.
Onun hakkında ilk kez 11. yüzyılın bir Alman coğrafyacısı ve tarihçisi yazdı. - Adam Bremensky.
Burayı "Avrupa'daki diğer şehirlerden daha güzel" olarak nitelendirdi, ancak o zamanki sakinlerinin seviyesi göz önüne alındığında bu hiç de zor değildi. Sonuçta, Fransa'ya gelen Kiev prensesi Anna Yaroslavna bile oradaki düşük yaşam ve kültür standardına hayran kaldı. O zamanlar diğer Avrupa ülkelerinin çok daha iyi olması pek olası değil. Dolayısıyla Bremensky'nin açıklaması doğruysa, efsanevi Veneda'nın gelişim düzeyi o kadar yüksek değildi ve serveti o kadar da büyük değildi.
Ayrıca, tarihçinin kendisinin Veneda'da olmadığını, çünkü burada paganların yaşadığını ve kendisinin ateşli bir Katolik olduğunu ve Hıristiyan olmayan bir şehri ziyaret etmenin onun ahlaki ilkeleriyle tutarlı olmadığını hatırlamakta fayda var. Adam burayı Danimarka kralından öğrendi.
Veneda'nın sonraki kaderine gelince, bir felaket nedeniyle battığına dair söylentiler var. Barajı çökerten ve fışkıran suların müreffeh şehri yok eden düşman birlikleri tarafından sular altında kaldığına dair bir versiyon da var. Bu arada, kıskançlıktan bunu yapanların Danimarkalılar olduğuna inanılıyor.
Daha sonraki yüzyıllarda ise şehrin her 100 yılda bir yüzeye çıktığı ve Pazar günü doğan bir çocuğun şehre girmesi durumunda yeniden hayata döndürülebileceğine dair efsaneler vardı.
Bu hikayenin doğruluğuna çok az kişinin inandığını belirtmekte fayda var, çünkü Bremensky'nin kaynağının ona Atlantis'in ölümünün modernize edilmiş hikayesini basitçe yeniden anlatmış olması daha muhtemeldir. Üstelik hemen hemen her milletin batık bir şehir, hatta bütün bir ülke hakkında benzer efsaneleri vardır.
Venedian kabilelerinin ilk sözleri ve tahmini yaşam alanı
Antik Yunan coğrafyacısı ve tarihçisi Strabo, Wend'lerin kimlere isimlendirildiğini ve onların nasıl yaşadıklarını “Coğrafya”sında anlatan ilk kişiydi. Yaşam alanları Konstanz Gölü yakınındaki Kuzey İtalya olarak belirtildi.
Daha sonraki bir dönemde Yaşlı Pliny ve Claudius Ptolemy onları Baltık'a yerleştirdi. Dahası, ikincisi Baltık Denizi'ne Sarmatya Okyanusu'nun Venedian Körfezi ve Karpatlar - Venedian Dağları diyor.
Birkaç yüzyıl sonra, Getica'sındaki Ürdün'ün Bizans tarihi (MS VI. yüzyıl), Wends topraklarının çok geniş olduğunu ve Vistül kaynaklarından yayıldığını gösterir. Bu arada, eski yazarlar arasında bu halka Antes diyen tek kişi Ürdün'dü. Ancak daha sonraki dönemlerde bunların farklı toprakları işgal eden farklı kabileler olduğu kanıtlandı.
Hayatın özellikleri
Dolayısıyla Sarmatyalılara olan yakınlıkları nedeniyle bu halkın giderek onların özelliklerini benimsediğini belirtiyor. Bu özellikle, daha önce Wend'lerin karakteristik özelliği olmayan komşu kabilelere yapılan baskınlarla ilgilidir.
Ayrıca Vened'ler kalkan kullanır ve Sarmatyalılar gibi at sırtında değil yürüyerek hareket ederler. Bunun nedeni muhtemelen bu kabilelerin sıklıkla yerleştiği bölgenin (ormanlar ve dağlar) özelliklerinden kaynaklanıyordu. Tacitus'un onları soygunla uğraşan kişiler olarak nitelendirdiğini düşünürsek, muhtemelen "gerilla" taktikleri kullanmışlar ve aynı Sarmatyalılar da dahil olmak üzere gezginler için ormanlarda tuzaklar kurmuşlardır.
Bu arada, hem eski hem de modern araştırmacıların çoğu, bu insanların kendi yazı dillerine sahip olduğundan ve bu dilin oldukça gelişmiş olduğundan emin.
Bu insanlardan ilk sözlerde M.Ö. e. ve Roma İmparatorluğu'nda hayvan yetiştiricileri olarak anılırlar. Wend'lerin metali uzun zamandır tanıdığına inanılıyordu. Ancak bunu kendileri çıkarmadılar veya işlemediler, ancak bitmiş ürünleri komşularından satın aldılar veya takas ettiler.
Bu insanların cenazeyi gömmek yerine yakmayı tercih etmeleri ve sadece küllerinin bulunduğu çömleklerin gömülmesi ilginçtir.
5. yüzyılda Herodot. M.Ö e. Wend'lere özgü bir "gelin fuarı"ndan bahsediliyor. Bu etkinlik, yılda bir kez, evlenme çağındaki tüm evlenmemiş kızların toplandığı ve damatların, tıpkı bir müzayedede olduğu gibi, onlardan birini eş olarak alma hakkı için pazarlık yaptığı bir zamanda gerçekleşirdi.
Bu kabileler denizci miydi?
Adı geçen yazarların çoğunun bu insanları balıkçılık veya yelkencilikle ilişkilendirmediğini belirtmekte fayda var. Üstelik bu kavimlerin nehir ve deniz kenarlarında yaşadıkları konusunda herkes hemfikirdir. Yani ya eski bilim adamları Wend'lerin yaşadığı yerleri yanlış belirtmişler ya da hayatlarını yeterince dikkatli incelememişler.
Bu arada nehir taşımacılığının kullanılması hayati önem taşıyordu. Sonuçta, Wend'ler pratikte ata binmiyorlardı, ancak bir şekilde binalar için kereste teslim etmek ve diğer halklardan satın alınan ve satılmak üzere malları transfer etmek zorunda kaldılar. O günlerde bu, at arabalarıyla ya da teknelerle yapılabiliyordu.
Ayrıca adları Wend'lerle ilişkilendirilen sonraki tüm kabileler denizci veya balıkçı olarak ünlüydü. Ve bu pek de tesadüf değil.
Bu alanın incelenen insanlar arasında yüksek düzeyde geliştiğinin doğrulanması, başka bir Romalı Pomponius Chalk'ın notlarında bulunabilir. Böylece, tanıdığı Galya valisi Quintus Metellus Celera'nın, Vinds halkından, yani Wends veya Veneti halkından tüccarların bulunduğu bir geminin Almanya kıyılarına nasıl karaya çıktığına tanık olduğunu belirtiyor.
Torunları. Slovenlerde Venedik teorisi
Wend'lerin antikliği göz önüne alındığında, birçok kişi kökenlerini onlara atfediyor. Bu nedenle Polonyalılar, Wend'lerin yerleşimlerinin Vistula'dan başlaması nedeniyle kendilerinin kısmen onların soyundan geldiklerine inanıyorlar.
Ayrıca İtalya'nın bazı bölgelerinde kısmen ataları olarak kabul edilirler.
Özü nedir? Bu otokton versiyon, modern Slovenlerin atalarının Slavların torunları olmadığını (6. yüzyılda bu bölgeye yerleşmiş), daha sonra modern dilin "babası" haline gelen Proto-Slav dilini konuşan Roma öncesi Wends olduğunu öne sürüyor. Slovence ve diğer Batı Slav dilleri.
Bu arada, Slovenlere göre ataları Adriyatik, Baltık, Panoniyen ve kuzey Wends'i içeriyordu. Ve ayrıca Keltler ve İliryalılar. Mütevazı, değil mi?
Adil olmak gerekirse, tarihçiler "sahipsiz" ama büyük bir insan veya kültürle karşılaşırsa, bu kıtada bulunan hemen hemen tüm ülkelerin kökenlerini ondan almaya başladığını belirtmekte fayda var. Bu insan doğası gibi görünüyor.
Veneds: Slav mı, değil mi?
Yani kendilerini bu halkın torunları olarak adlandıran yalnızca Polonyalılar ve Slovenler değil. Belaruslular, Ruslar ve Ukraynalılar Wendleri erken Demir Çağı ile bu şekilde ilişkilendiriyorlar. Taşıyıcılarının nerede yaşadığını düşünüyorsunuz? Doğru, modern batı ve orta Ukrayna topraklarında, Rusya Federasyonu'nun batı sınırları ve Belarus'un güneydoğusunda.
Bu versiyon, Karelya dilinde "Rus" toponiminin Veneä ve Fince'de Veneman olması gerçeğiyle desteklenmektedir.
Peki bunlara ve diğer verilere dayanarak Wend'ler Slav kabileleri olarak sınıflandırılabilir mi? Bakalım tarihçiler bu konuda ne diyor?
Slavları (Karıncaları) Veneti ile ilişkilendiren ilk kişi Ürdün'dü, ancak bugün onun ifadesi zaten yalanlandı. Ancak bunun tek nedeni, belirttiği insanların yaşam alanlarının coğrafyasının diğerleriyle örtüşmemesidir. Bu nedenle Wend'ler hâlâ Slav olabilir. Üstelik onların yaşamlarının tanımı birçok bakımdan atalarımız hakkında bildiklerimizle aynıdır.
Ancak bazı hususları dikkate almakta fayda var.
- Proto-Slavlar ve Slav kabileleri kendilerine hiçbir zaman Venets, Veneds, Enets, Vinds vb. adını vermediler.
- Bu milletin Baltık Denizi yakınında yaşadığı tespit edildiğinden bu, sözlüğünde gemicilikle ilgili özel terimlerin olduğu anlamına gelir. Üstelik erken Slav dilleri sanki Wendsmiş gibi terminoloji içermiyor. Ayrıca bilim adamları atalarımızın çoğunun Baltık Denizi kıyılarına asla ulaşmadığına inanıyor.
Tüm nüansları hesaba katarsak, Wend'leri Slavlara atfetmek veya ilişkilerini tamamen çürütmek kesinlikle imkansızdır. Dahası, Romalı ve Yunan coğrafyacılar komşu halklara ilişkin açıklamalarda sıklıkla kafa karıştırıyor ya da meslektaşlarından hikayeleri küstahça "çalıyorlar". Bu nedenle açıklamalarında hatalar olabilir.
“Uzlaşmacı” versiyonu oldukça popüler. Buna göre, kendilerini komşu Germen kabilelerinin baskısı altında bulan Wend'ler ayrıldı. Bazıları Almanlaşıp Vandal oldu, bazıları ise Slav halkları arasında asimile oldu.
Wends ve Romalılar
Bu insanlardan bahsetmişken, araştırmacıların bazen onlara Prusyalı veya Alman da dediklerini hatırlamakta fayda var. Tacitus, Wend'leri Wend'lerden ayırsa da, bu kabilelerin gemi yapımına dair hiçbir şey söylememişse, onların elinde olmasına rağmen, onun haklı olduğundan nasıl emin olabiliriz?
Bunu anlamak için Romalıların Wends'i kime çağırdığını hatırlayalım. Ama burada her şey çok kafa karıştırıcı.
Modern okul müfredatı bize dişi kurdun torunlarının bu insanları Slav kabileleriyle ilişkilendirdiğini ve onları Antes ve Sklavinlerle eşit hale getirdiğini söylüyor. Bu versiyon aynı güvenilmez ama son derece ayrıntılı Tacitus'un eserlerine dayanmaktadır, ancak bu kabileler hakkında yazan tek kişi o değildi.
Bilim adamları, Romalıların Wends'i kime çağırdığı sorusuna yukarıda belirtilen cevabın tamamen doğru olmadığına inanıyor. Gerçek şu ki, bu isim, yalnızca “t” - “VeneTy” harfiyle birlikte, bugün Venedik'in bulunduğu Adriyatik Denizi'nin kuzey kıyısında yaşayanlar için Roma haritacılığında ve belgelerinde kullanılıyordu. Yani o dönemin Roma bilimine göre nüfusu Venedi/Veneti idi. Cisalpine Galyalıları, İliryalılar ve Etrüsklerin yanında yaşıyorlardı.
Bazı Romalı yazarlar Venediklilerin Etrüsk kökenli olduğuna inanıyorlardı.
Ancak hayatta kalan yazıtları analiz eden dilbilimciler, Venedik dilinin İlirya diliyle ortak özelliklere sahip olduğunu buldular.
Gördüğünüz gibi pek çok versiyon var ve kanıtlanabilecek tek bir tam cevap yok.
Tarihçilere göre bu kabilelere ne oldu?
Romalıların Wend'leri kime çağırdığını ve nasıl yaşadıklarını öğrendikten sonra, bu kabilelere ne olduğunu öğrenmeye değer.
IV-V yüzyıllarda olduğuna inanılıyor. N. e. Büyük Hicret döneminin başlamasıyla birlikte nerede yaşarlarsa yaşasınlar ve ataları kim olursa olsun farklı coğrafyalara dağılmışlardır. Temellerini sürdüremeyip yerel halkla asimile olup ayrı bir millet olarak yok olmuşlar, ama aynı zamanda diğer kültürlerin zenginleşmesine de katkıda bulunmuşlardır. Ancak bunların ne tür mahsuller olduğu hala tartışılıyor.
İlginç gerçekler
- Çoğu kişi için “Vends” kelimesinin etimolojisi ilgi çekicidir. Bu isim, "arzulamak" ve "sevmek" anlamına gelen Proto-Hint-Avrupa terimi "ven"den gelmektedir. Yani ya başlangıçta bu ismin taşıyıcıları son derece sevgi doluydu ya da başkaları tarafından kendilerine benzer bir isim verilmişse başkaları tarafından arzu ediliyorlardı.
- Bilim adamları arasındaki bir diğer çekişme noktası da Venets ve Wends'in tanımlanmasıdır. Çoğu kişi Romalılar arasında bu terimlerin aynı anlama geldiği konusunda hemfikirdir: Veneti, Venedi veya Venethi.
- 19. yüzyılda bazı Rus tarihçiler, onların eski bir Slav halkı olduğuna inanarak Wend'leri ve Vandalları ayırmadı. Bu arada, Venedik'i kuranların onun torunları olduğuna inanıyorlardı.
- İsveç Kralı I. Gustav, Wend'leri tebaası arasında saydı.
